Oruç riyânın en az karışacağı bir ibadet olduğu için sevabı en fazla olan ibadetlerden sayılmıştır. Peki, oruç ne demektir? Oruç ne zaman başlar, ne zaman biter? Oruç nedir, nasıl tutulur? Oruç tutmanın önemi ve faydaları nelerdir? İşte oruç hakkında bilinmesi gerekenler...
Oruç Farsça’daki Rûze kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapçası savm ve sıyâmdır. Savm kelimesi Arapça’da “bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek” anlamında kullanılır.
Oruç, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, bir amaç uğruna ve bilinçli olarak, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir.
İMSAK NEDİR? İmsak, Arapça’da, “kendini tutmak, engellemek” anlamına gelir. Orucun temel unsuru da (rükün) bu anlamdır. İmsak vakti tabiri, dilimizde, oruç yasaklarından (yeme içme ve cinsel ilişki) uzak durma vaktinin başlangıcı anlamında kullanılır. İmsak vakti, tan yerinin ağarması (fecr-i sâdık; bk. Namaz Vakitleri bölümü) vakti olup, bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur; bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip orucun başlaması vaktidir.
İFTAR VAKTİ NEDİR? İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği vakit anlamında olup, güneşin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti de girmiş olur. Gündüz ve gecenin teşekkül etmediği bölgelerde oruç süresi, buralara en yakın normal bölgelere göre belirlenir.
İmsakın, ikinci fecirle başlayacağı konusunda fakihler arasında görüş birliği olmakla birlikte, kimi fakihler bu hususta, daha ihtiyatlı olduğu gerekçesiyle fecr-i sâdıkın ilk doğuş anına, kimileri ise oruç tutanlar lehine olduğu gerekçesiyle ışığın biraz uzayıp dağılmaya başladığı zamana itibar edilmesini önermişlerdir.
ORUCUN BAŞLAMA VE BİTİŞ VAKTİ Âyette orucun başlangıç ve bitiş vakti, mecazi bir anlatımla şöyle belirtilir: “...Fecrin beyaz ipliği (aydınlığı) siyah ipliğinden (siyahlığından) ayırt edilecek hale gelinceye kadar yiyip içiniz; sonra, akşama kadar orucu tamamlayın...” (el-Bakara 2/187)
İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmanın bir amacı olmalı ve bu iş bilinçli olarak yapılmalıdır. Bu amaç ve bilinç, orucun Allah rızâsı için tutuluyor olmasıdır ki kısaca “niyet” tabiri ile anlatılır. Bu amaç ve bilinç olmadığı zaman, meselâ imkân bulamadığı için veya perhiz, rejim, zindelik gibi başka amaçlar için bu üç şeyden (yeme, içme, cinsel ilişki) uzak durmak oruç olarak değer kazanmaz.
ORUÇ NEDEN FARZ KILINDI? Oruç, Peygamberimizin hicretinden bir buçuk sene sonra şâban ayının onuncu günü farz kılınmış olup, İslâm’ın beş şartından biridir. Peygamberimiz bu hususu “İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah'ı ziyaret etmektir (hac)” diyerek bildirmiştir. (Buhârî, “Îmân”, 34, 40; “İlim”, 25; Müslim, “Îmân”, 8)
ORUCUN FARZ KILINDIĞI BİLDİREN AYETLER Orucun farz kılındığını bildiren âyetler de şunlardır:
“Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu gibi, size de oruç tutma yükümlülüğü getirilmiştir; bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç sayılı günlerdedir. İçinizden hasta veya yolculukta olanlar başka günlerde tutabilirler; hasta veya yolcu olmadığı halde oruç tutmakta zorlananlar ise bir fakir doyumluğu fidye vermelidir. Daha fazlasını veren, kendine daha fazla iyilik etmiş olur; fakat yine de, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (el-Bakara 2/183-184)
Oruç tutmak, diğer ibadetlere nazaran biraz daha sıkıntılı olduğu için Allah, orucun farz kılındığını bildirirken, psikolojik rahatlatma sağlayacak ve emre muhatap olan Müslümanların yüksünmesini engelleyecek bir üslûp kullanarak, oruç tutmanın önceki ümmetlere de farz kılındığını belirtmesi yanında, ayrıca orucu daha sıkıntılı hale getirmesi muhtemel iki durumu (hastalık ve yolculuk) oruç emrinin hemen peşinden geçerli mazeret olarak zikretmiştir. Bu üslûp, meselâ öteki ümmetlerde de bulunduğu anlaşılan namaz için kullanılmamıştır.
RİYÂNIN EN AZ KARIŞTIĞI İBADET Oruç riyânın en az karışacağı bir ibadet olduğu için sevabı en fazla olan ibadetlerden sayılmıştır. Peygamberimiz'den nakledildiğine göre, orucun bu yönüne ilişkin olarak Allah, “Oruç benim içindir; onun karşılığını ben vereceğim.” (Buhârî, “Savm”, 2, 9; Müslim, “Sıyâm”, 30) buyurmuştur. Bu bakımdan oruç tutmanın sevap olarak karşılığı oldukça yüksektir. Cennetin özel olarak oruç tutanların girmesi için ayrılmış bulunan "reyyân" adlı kapısından girme hakkı (Buhârî, “Savm”, 4) bu karşılığın mukaddimesi sayılmıştır.
ORUÇ TUTMANIN FAYDALARI Oruç, nefsin isteklerinden iradî olarak uzak durma olması yönüyle bir irade eğitimine, açlık ve susuzluğun verdiği sıkıntıya dayanma yönüyle de bir sabır eğitimine dönüşmektedir. İnsanın hayatta başarılı olabilmesi için irade hâkimiyeti ve güçlükler karşısında dayanabilme gücü de önemli bir role sahiptir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde oruç etkili bir yoldur. Bu orucun değişik biçimlerde de olsa hemen bütün din ve kültürlerde riyâzet ve mücâhede yolu olarak mevcut olmasını da açıklar.
Toplumsal hayatta huzursuzluklara yol açan taşkınlıklar, büyük ölçüde insanın hayvanî yönünü tatmin eden maddî zevklere düşkünlükten kaynaklanır. Maddî zevk deyince de akla, yeme içme ve cinsel ilişki gibi zevkler gelir. İşte oruç, insanı maddî zevk ve şehvetler peşinde koşturan, dolayısıyla da, Allah'ın haklarına riayet edemediği için kendisine zulmetmesine, insanların haklarına riayet edemediği için onlara zulmetmesine sebep olan nefs-i emmâreyi teskin etmenin de bir ilâcı, aşırılıkları törpülemenin bir çaresidir.
Oruç, yoksulların durumunu daha iyi anlamaya, dolayısıyla onların sıkıntılarını giderme yönünde çaba sarfetmeye de vesile olur. “Tok, açın halinden anlamaz.” atasözü de bunu ifade eder.
ORUÇ TUTMANIN MÜKAFATI Orucun, dinimizde önemli bir yeri olan sabır konusuyla irtibatı da burada hatırlanmalıdır. “Namaz ve sabırla yardım isteyin” (el-Bakara 2/153) ve “Sabredenlere ecirleri hesapsız olarak tastamam verilir” (ez-Zümer 39/10) gibi âyetler, “Oruç sabrın yarısıdır” (Tirmizî, “Da‘avât”, 86) diyen ve orucun Allah için olup mükâfatını da kendisinin hesapsız olarak vereceğini bildiren hadislerin ortak anlamı, orucun sabır boyutunu ve bunun fazilet ve sevabının yüksekliğini anlatır.
ORUCUN FAYDALARI Bütün bunlara ilâveten orucun sağlık açısından pek çok yararları bulunduğu da uzman hekimler tarafından ifade edilmektedir. Ramazan orucu zahiren bakıldığında, bir yıl boyunca çalışan vücut makinesinin dinlenmeye ve bakıma alınması gibidir. Oruç, özellikle mide ve sindirim organlarının dinlenmesi için iyi bir moladır.
Oruçla ilgili olarak Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Her bir iyilik için on mislinden yedi yüz misline kadar karşılık olabilir; fakat oruç başkadır. Çünkü oruç benim içindir ve onun ecrini ben vereceğim.” (Müslim, “Sıyâm”,164; Nesaî, “Sıyâm”, 42)
Kaynak: İslam İlmihali 1, TDV Yayınları
https://www.islamveihsan.com/oruc-nedir-orucun-faydalari-nelerdir.html
ORUÇ NEDİR? ORUÇ İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER
https://www.islamveihsan.com/oruc-nedir-oruc-ile-ilgili-bilinmesi-gerekenler.html
Orucun vücuda faydaları nelerdir ORUCUN FAYDALARI NELERDİR?
Zayıflama: Oruç sağlıklı kilo vermeye yardımcı olmaktadır ve bu gerçek bilimsel olarak ispatlanmıştır. Oruç esnasında vücutta bulunan yağ hücreleri aracılığı ile depolanmış yağlar yakılmaya başlanır.
Depolanan yağların yakılmasıyla birlikte sağlıklı zayıflama gerçekleşir, bundan dolayı günümüzde sporcular zayıflamak için Ramazan ayları dışında bile düzenli şekilde oruç tutmaktadırlar.
İnsülin Sağlığı: Şimdiye kadar yapılan bilimsel araştırmalar, oruç, insülin sağlığı ilişkisini ortaya koymaktadır. Oruç, oruç tutulmayan dönemlerde kanda şeker seviyesini dengelemektedir.
Araştırmalar, oruç esnasında, hücrelerin kandan daha fazla glikoz alımı noktasına uyarılar gönderdiğini ortaya koymaktadır, bu durum insülin sağlığına olumlu etki etmektedir.
Metabolizma: Oruç, metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olmaktadır. Oruç tutmak sindirim sisteminin dinlenmesini sağlayarak, daha sağlıklı kalori yakmayı sağlar.
Sindirim sistemi sağlığı iyi olmayan kişilerde özellikle Oruç, gıdaların enerjiye dönüştürülmesi ve yağ yakımına ciddi katkıda bulunur.
Düzenli şekilde oruç tutmak, metabolizma sağlığına faydalı olduğu gibi, sağlıklı bağırsak fonksiyona katkı sağlar.
Yaşamı kısaltan en önemli faktörlerden bir tanesi metabolizmanın yavaş olmasıdır. Oruç yukarıda belirttiğimiz gibi metabolizmayı hızlandırarak uzun yaşamayı sağlar, bunun yanında sindirim sistemi sağlığına oldukça faydalıdır.
Açlığa Direnme: Oruç açılığa direnme gücünü arttırır. Bunun sağlığa faydasıyla alakası ne diyebilirsiniz. Diyetler döneminde çoğumuzun en çok zorlandığı durum yemeden duramamak, özellikle stresli dönemlerde bu durum daha can sıkıcı hal alır.
Oruç 30 gün boyunca devam ettiği için açlığa direnme gücü kazandırmaya yardımcı olur. Ramazan ayından sonra bile belirli aralıklarla oruç tutmaya bünyeyi alıştırabilirsiniz.
Oruç tutmak açlık tecrübesi kazandırarak vücutta hormonların daha sağlıklı çalışmasına katkı sağlar . Yapılan araştırmalar , obeziteden muzdarip olan kişilerin aşırı yemeye teşvik eden sinyallerin düzeltilmesine aynı şekilde oruç faydalı olabilir.
İşte bı hormonların düzenlenmesi noktasına Oruç bir reset butonu şeklinde görev icra edebilir. Oruç yardımıyla hormonlara reset atılır ve açlığa direnme sinyalleri arttırılır.
Böylece doğru çalışan hormonlar, açlığa girenci arttırarak hem metabolizmanın hızlanmasını, hem sindirim sistemi sağlığının korunmasını, hem de daha hızlı kilo vermeyi sağlayacaktır.
Yeme Alışkanlığını Geliştirir: Oruç yeme alışkanlığı bozukluğunu gidermeye yardımcı olabilir. Yeme alışkanlığı, başta sindirim sağlığı olmak üzere, genel sağlık açısından oldukça önemlidir.
Yeme alışkınlığı oruç yardımıyla düzene sokulurken, doğru beslenme kurallarının bünyeye kabul edilmesini sağlar.
Böylece aşırı yeme alışkanlığını ortadan kaldırarak, obezite ve kilo alma sorunun ortadan kalkmasını sağlar.
Zihinsel Fonksiyonları Arttırır: Bilimsel araştırmalar Orucun zihinsel fonksiyonları arttırdığını ortaya koymaktadır. Beyinde yeni kök hücrelerin oluşmasını destekleyen oruç, bu işleve yardımcı olarak kimyasalların salgılanmasını sağlar.
Bunun yanında, Oruç parkinson ve alzheimer gibi zihinsel hastalıklara karşı koruyucu rol oynamaktadır.
Bağışıklık Sistemini Geliştirir: Oruç tutmak bağışıklık sistemini geliştirir, serbest radikallerin neden olduğu hasarların giderilmesini sağlar, iltihapı azaltır ve kanser hücrelerinin yayılma hızını yavaşlatır.
Bilimsel araştırmalara, hayvanların doğada hasta olduklarında yemeyi azalttıklarını ve dinlendiklerini ortaya koymaktadır. Oruç tutma sürecinde vücut sağlığını olumsuz yönde etkileyen enfeksiyon azalır.
Oruç tutmak bağışıklık sistemini geliştirerek, bir çok hastalıktan korunmaya yardımcı olduğu gibi, bazı hastalıkları tedavisinin hızlanmasına yardımcı olmaktadır.
Kontrol Sistemini Geliştirir: Orucun sağlığa diğer faydası genel anlamda vücudu başta açlık olmak üzere fiziki olarak zor şartlara hazırlamaktır. Oruç da aynı şekilde vücudun üzerindeki kontrol sisteminin artmasına faydalıdır. Oruç fiziksel ve bilinçsel olarak vücudun zinde tutulmasına yardımcı olur.
Cildi Temizler, Akneyi Giderir: Oruç genel sağlık açısından oldukça faydalı olduğu gibi, vücudun genel temizliğine ciddi anlamda faydalıdır.
Sindirim sisteminin temizlenmesi dolaylı olarak bütün sistemin temizlenmesini sağlamaktadır. Aç kalınarak karaciğer ve böbreklerdeki toksinlerin temizlenmesini sağlayan Oruç, böylece cilt temizliğine katkıda bulunur.
Orucun Psikolojiye Faydaları
Oruç fiziki olarak sağlığa faydalı olduğu gibi, ruhen kişinin zinde kalmasına yardımcı olduğu bilimsel olarak ispatlanmış bir realitedir.
Psikoloji alanında 21. Yüzyılın en önemli doktorları arasında gösterilen Dr. Otto Buchinger oruç hakkında, ‘‘ oruç tutmak, ameliyatsız, en önmeli biyolojik tedavi yöntemidir’’ demektedir. Ki, Almanya’da oruç tutmayı önererek bir çok hastayı iyileştirmiştir.
Sosyal Dayanışma: Bir kişi İmam Askari’ye sormaktadır… ‘‘ Allah Orucu neden mecbur kıldı’’ Cevap ise günümüzdeki en önemli sosyal sorununu ortadan kaldıracak niteliktedir… İmam Askari, ‘‘ Allah, zenginin, fakirin açlık hissini anlaması ve ona merhamet etmesi için emredilmiştir’’ demiştir.
Böyle bir sosyal dayanışma içerisinde yapılan oruç ibadeti insanın uhrevi boyutunun gelişmesine ve kişinin kendisinden sosyal statü veya ekonomik olarak düşük olanlara karşı şefkatli davranmalarını teşvik edecektir…
Böylece, oruç, günümüz toplumunun en büyük hastalığı olan kişilerin birbirine karşı şefkat ve merhamet duygularının artmasını sağmaktadır.
Oruç Ruhsal Şifa: İnsan fiziki ve ruhi yönü olan varlıktır. Fiziki hastalıkların tedavisi için doktorlar seferber olmaktadır, ruhi/psikolojik hastalıklar doktorların yanında asırlardır uygulanan doğal yöntemler kullanılmaktadır.
Oruç tutan kişi düşünülenin aksine ruhen ve fiziken yukarıda bilimsel olarak ispatlandığı gibi daha dinçtir.
Oruç, zor fiziki şartlara karşı vücudun direncini arttırır. Toplumlarda zengin-fakir arasında bir bağ kurarak toplumsal barışa katkıda bulunur.
Kişiyi sözünde durmaya ve sözüne vefa göstermesini sağlar. Oruç her sabah Allahla bir nevi sözleşme ve her şartta yememe içmeme anlaşması anlamı taşır. Zorluklara rağmen oruç tutularak verilen söze riayet edilir, böylece bu bir hayat kriteri haline getirilmesi hedeflenir.
İftar ruhen zirvenin yaşandığı andır, çünkü verilen söz tutulmuş ve mükafat alınmaktadır, anlaşma şartlarına uyulmuş kişisel gelişime bir artı daha eklenmiştir. Bu yüzden ruh mutludur.
Kolaylığı ve güzelliği neredeyse herkes paylaşabilir ama zorluğu herkes paylaşmak istemez. Oruç, açlığı toplumsal olarak paylaşmayı sağlayarak toplulukta müthiş bir sinerji oluşturur ve toplumun bağlarını güçlendirir.
Oruç aynı zamanda kötü, kırıcı, yıkıcı konuşmalardan, sözlerden ve fillerden de uzak durmak anlamına gelir. Diğer ruh sağlığı tedavilerinin dışında oruç kişinin bu kötü eylemlerden zihninin temizlenmesini amaçlar
Ramazan ayı boyunca insanların hem fiziksel hem de ruhsal sağlığına zararlı olan maddeler tüketen kişiler ara vererek en azından bir ay boyunca bu tür maddelerin zararından kendi sağlıklarını korurlar ve savunma sisteminin kendisini toparlamasına yardımcı olunur.
ORUÇ NEDİR? Oruç Farsça’daki Rûze kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapçası savm ve sıyâmdır. Savm kelimesi Arapça’da “bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek” anlamında kullanılır.
Oruç, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, bir amaç uğruna ve bilinçli olarak, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir.
ORUCU BOZAN DURUMLAR NELERDİR? Orucun temel unsuru, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi bunlardan mahrum bırakmak olduğu için, oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek davranışlar orucu bozar. Yemek ve içmek, yenilip içilmesi mûtat olan her şeyi kapsamı içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile uyuşturucular ve tiryakilik gereği alınan tüm maddeler oruç yasakları kapsamına girer (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 386-387). Her ne sebeple olursa olsun, ağızdan alınan ilaçlar da aynı hükme tabidir.
Unutarak yemek içmek orucu bozmaz. Hz. Peygamber (s.a.s.),“Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir.” (Buhârî, Savm, 26) buyurmuştur.
Unutarak yiyip içen kimse, oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzındakileri çıkarıp ağzını yıkamalı ve orucuna devam etmelidir. Oruçlu olduğu hatırlandıktan sonra mideye bir şey inerse, oruç bozulur (Merğînânî, el-Hidâye, II, 253-254).
Ramazan orucunun bozup, kaza gerektiren şeyler:
1- Boğaza kar ve yağmur kaçması,
2- Astım spreyi kullanmak,
3- Zorla bozdurulmak,
4- Buruna sıvı ilaç koymak,
5- Burnuna kolonya çekmek, [Koklamak bozmaz.]
6- Mukimken oruca başlayıp, sefere çıkınca yiyip içmek,
7- Ud ağacının, amberle tütsülenip dumanının çekilmesi,
8- Başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekmek,
9- Kulağın içine ilaç damlatmak, kulağı ilaçlı suyla yıkamak,
10- Derideki açık yaraya konan sıvı veya katı ilacın sindirim yoluna girmesi,
11- Vücuda ilaç şırınga etmek,
12- İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusmak,
13- Dişi kanayanın ağzındaki kanı yutması veya tükürükle eşit miktarda karışık kanı yutması,
14- İmsak vaktinin bittiğini bilmeden yiyip içmek,
15- Güneş battı zannederek orucunu bozmak,
16- Dişlerin arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak,
19- Kâğıt, taş, pamuk, ot, pişmemiş pirinç gibi ilaç ve gıda olmayan şeyi yutmak,
21- Oruçlu olduğunu unutup yediğinde, orucu bozuldu sanarak, bilerek yemeye devam etmek,
22- İmsak vaktinden sonra niyet edenin, gün içinde orucunu kasten bozması,
24- Dil altına konan ilacı emmek,
26- Vücuda giren ultrason veya endoskopi cihazında ilaç, merhem olması,
28- Özel olarak su buharı teneffüs etmek,
29- Burundan genze giden kanı yutmak,
31- Açlığa veya susuzluğa gerçekten dayanamayarak yiyip içmek. [Kefaret gerekip gerekmeyeceğini bilmeyen, ihtiyaten küçük bir kağıt parçasını veya çiğ pirinç tanesini susuz yutarak orucunu bozmalı. Sonra yiyip içebilir.]
35- Seferde iken kasten orucunu bozana kefaret gerekmez, sadece kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir.
36- Kasten orucunu bozan, sonradan oruç tutmamayı mubah kılacak bir hâl başına gelse, mesela kadının hayzı başlasa yahut oruç tutamayacak kadar hastalansa yalnız kaza gerekir. Fakat orucunu bozup sefere çıksa, kefaret gerekir; çünkü sefere çıkmak semavi bir özür değildir.
37- Oruçlunun ağzına giren gözyaşı veya ter, çok olur da, tuzluluğunu ağzının her yerinde duyar ve yutarsa orucu bozulur. Yutmayıp tükürürse bozulmaz.
ORUÇLA İLGİLİ HADİSLER NELERDİR?
Oruç sözleri, oruç ile ilgili hadisler, Hz. Muhammed'in oruç sözleri, en güzel oruç hadisleri, Peygamber Efendimizin oruçla ilgili sözleri, Ramazan ayı hadisleri, hikmetli ramazan sözleri, ilmi güzel sözler ;
Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.
Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.” (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)
“Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.” (Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168.)
“Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum desin’” (Buhârî, Savm 9)
oruçla ilgili hadisler
“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân 28, Savm 6)
“Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.” (Buhârî, Savm 8, Edeb 51)
Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak Ramazan’ı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun.” (Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Sıyâm 21)
“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)
“Ramazan hilâlini görünce oruç tutunuz. Şevval hilâlini görünce de oruca son veriniz. Ramazan’ın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, Şâban’ı otuza tamamlayınız.” (Buhârî, Savm 11)
“Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!” (Heysemî, 203 III, 179)
“Mü’min öldüğü zaman, namazı baş ucunda, zekâtı sağında, orucu solunda bulur.” (Bkz. Heysemî, III, 51)
Resulullah (s.a.a): “Cennet, her yıl ramazan ayının gelişiyle süslenip ziynetlenir.“
Resulullah (s.a.a): “Kim ramazan ayını oruç tutar ve haramlardan sakınırsa, Allah onun geçmiş günahlarını affeder.”
Resulullah (s.a.a): “Ramazan ayı bütün ayların, Kadir gecesi ise bütün gecelerin efendisidir.”
Resulullah (s.a.a): “Cennet dört kişinin özlemini çeker, ….biri de Ramazan ayında oruç tutandır.”
Resulullah (s.a.a): “Kim Ramazan ayını oruçlu geçirir ve haramlardan ve iftiradan sakınırsa, Allah ondan razı olur ve cenneti ona farz kılar.”
Resulullah (s.a.a): “Ramazan ayı öyle bir aydır ki, başlangıcı rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennem ateşinden kurtulmadır.“
Resulullah ( s.a.a.): “Oruç sabrın yarısıdır.”
Resulullah (s.a.a): “Her şeyin bir kapısı vardır, ibadetin kapısı da Oruçtur.”
Resulullah (s.a.a): “Allah-u Teala buyuruyor: “İnsanoğlunun oruç hariç bütün iyi amelleri kendisi içindir; ama oruç benim içindir ve ben mükafatını vereceğim.”
Resulullah (s.a.a) (Sahabeden birine hitaben): “Oruç tut çünkü oruç gibi bir ibadet yoktur (onun yerini tutacak bir şey yoktur).”
Resulullah (s.a.a): “Üç amel Allah’ın rahmetindendir: Gece namazı kılmak, mu’min kardeşin halini sormak ve oruç tutmak.”
Resulullah (s.a.a): “Allah-u Teala melekleri oruç tutanlara dua etmekle görevlendirmiştir.”
Resulullah (s.a.a): “Oruç, cehennem ateşinden koruyan bir siperdir (kalkandır).”
Resulullah (s.a.a): “Oruç tutanın uykusu ibadet, susması tesbih, ameli kabul ve duası müstecab olur.”
Resulullah (s.a.v): “Cennetin Reyyan adlı bir kapısı vardır; o kapıdan ancak oruç tutanlar girecektir.”
Resulullah (s.a.v): “Oruç tutanın duası reddedilmez.“
Resulullah (s.a.v): “Oruç tutan kimsenin iki mutluluğu vardır; iftar vakti ve kıyamet günü.”
Resulullah (s.a.a): “Oruç tutan bir kimse, kendisine hakaret edildiği vakit “Allah’ın selamı üzerine olsun ben bugün oruçluyum” derse, Alla-u Teala buyurur: “Oruçlu kulum bana sığındı, onu cehennem ateşinden koruyup cennetime yerleştirin.”
Resulullah (s.a.a): “Bu ay Ramazan diye adlandırıldı çünkü bu ay günahları temizler.”
Resulullah (s.a.a): “Nefsimi elinde tutan Allah’a and olsun ki oruç tutan kimsenin ağzının kokusu Allah’ın yanında misk kokusundan daha iyidir.”
Resulullah (s.a.a): “Oruç tutun ki sıhhatli (sağlıklı) olasınız.”
Resulullah (s.a.a): “Ey gençler, sizden kimin gücü yeterse evlensin çünkü bu, gözün haramdan sakınmasını ve iffetin korunmasını sağlar. Kimin evlenmeye gücü yetmezse; oruç tutsun çünkü oruç, cinsel arzuları kontrol etmede çok faydalıdır.”
Hz. Peygamber efendimiz (s.a.a) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Her kim ramazan ayını susarak oruç tutar da, kulağını, gözünü, dilini, şehvetini ve vücudunun organlarını yalandan, haramdan ve gıybetten Allah’ın rızası için korursa, yüce Allah onu kendine yakın kılar, öyle ki o adam Hz. İbrahim Halilullah’a (onun makamına) erişir ve onunla birlikte olur.
“Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini içmesini terk etmesine ALLAH’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.” [Buhari, Savm, 8.]
Ramazanda Allah'ı zikreden mağfiret olunur ve o ayda Allah'dan dilekte bulunan kimse de mahrum edilmez. (Ravi: Hz. Câbir (r.a.))
Beş şey oruç ve abdestte hayır bırakmaz: Yalan, gıybet, söz taşıma, şehvet nazarı ile harama bakmak, yalan yere yemin etmek. (Ravi: Hz. Enes (r.a.))
Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar. (Tirmizi, Cihad 3, (1624))
Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez. (Buhari, Savm 29)
Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir. (Müslim, Müsafirin 174, (769); Ebu Davud, Salat 318, (1371); Tirmizi, Savm 83)
Zekat, müslümanlığın köprüsüdür. (Ebud Derda (r.a.))
Resulullah (sav)'a: " Kadir gecesi (Ramazan'ın neresinde?) diye sorulmuştu. O da, Ramazanın tamamında." diye cevap verdi. [Ebu Davud]
Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. (Müslim, Sıyam 2, (1079))
“Allahım Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle bizi Ramazana ulaştır.” (Taberani, el Mu’cemul Evsat, IV, 189.)
“Mübarek Ramazan Ayı size geldi. Yüce Allah’ta bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda sema(cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır.” (Nesai, Sıyam,5)
“Kim inanarak ve sevabını Allahtan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları affolunur.” (Buhari, İman, 28)
“Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile Cuma, bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazan’a kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir.” (Müslim, Taharet, 16)
“Oruç sabrın yarısıdır.” (İbn Mace, Sıyam,44)
"Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.'' (Tirmizi, Savm, 82)
Efendimiz(sav) “Ey Allah’ım senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açtım.” Derdi.
“Bizim orucumuzla Ehl-i kitabın orucunu ayıran (şey) sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyam, 46)
“Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.” (Buhari, Savm, 8)
“Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkarsa, iki defa, ‘ben oruçluyum’ desin.” (Buhari, Savm, 2)
Ey iman edenler! oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Bakara( 2) 183
""Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak kendisinde Kur’an’ın indirildiği aydır. Sizden her kim bu ayda bulunursa oruç tutsun" Bakara, 2/185
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.