9 Nisan 2021 Cuma

İmanı kuvvetlendirmek için ne yapmalı? -İmanın Şubeleri - İman hadisleri






Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla


Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. ALİ İMRAN Suresi 200. ayet


Allah’a iman edip ona sımsıkı sarılanları ise (Allah), kendisinden bir rahmet ve lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru bir yola iletecektir. NİSA Suresi 175. ayet meali


Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin. BAKARA Suresi 172. ayet meali


Rabbinin âyetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez. De ki: “Siz bekleyin. Şüphesiz biz de bekliyoruz.” Enâm Suresi 158. Ayet Meali


Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azab etsin ki? Allah, şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir. NİSA Suresi 147. ayet meali


Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. Kâfirler için hazırlanmış ateşten sakının. Allah’a ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin. Âli İmrân Suresi 130-132


Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. TEVBE Suresi 119. ayet meali


Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz. HACC Suresi 77. ayet meali


Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar. NİSA Suresi 65. ayet meali


Aralarında hüküm vermek için Allah’a (Kuran’a) ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin söyleyeceği söz ancak, “işittik ve iman ettik” demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. NÛR Suresi 51. ayet meali


Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın. MUHAMMED Suresi 33. ayet


Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir. ENFAL Suresi 29. ayeti


Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler. Mumtehine Suresi 1. Ayet Meali


Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir. Saff Suresi 2-3


Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. MUNAFİKUN Suresi 9. ayet meali


Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır. MUHAMMED Suresi 7. ayeti


Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir. NİSA Suresi 29


Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın. TEVBE Suresi 29. ayet meali


Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Bakara Suresi 264. Ayet Meali


Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! … Hucurât Suresi 12


Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın Hucurât Suresi 11. Ayet Meali


1- Asra yemin olsun ki, 2- İnsan mutlaka ziyandadır. 3- Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır. ASR SURESİ


“Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.” Âli İmrân Suresi 193


"Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalbler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur." (Ra’d: 28)


"İman edenlerin, Allah’ın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin "saygı ve korku ile yumuşaması" zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitab verilmiş, sonra üzerlerinden uzun bir süre geçmiş, böylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar." (Hadid: 16)


"Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kavim bulamazsın ki, Allah’a ve rasulüne başkaldıran kimselerle bir sevgi bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orada süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah’ın fırkası olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." (Mücadele: 22)


İman Hadisleri


Peygamberimiz (salat ve selam olsun) şöyle buyurmuştur:


“Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71-72. Tİrmizî, Kıyâmet 59; Nesâî, Îmân 19; İbn Mâce, Mukaddime 9


Bir kimse, gücü yettiği halde mütevazî davranarak lüks elbise giymeyi terkederse, Allah kıyamet gününde o insanı yaratıklarının en başında huzuruna çağırır ve onu îman ehlinin giyeceği elbiselerden dilediğini giymede serbest bırakır. Tirmizî, Sıfatu’l-kıyâmet 39; Müsned, III, 338


"Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun! Her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun! Cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun! Bu et parçası kalptir."[Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3


"Bir adam Resulullah (sav)'a "Cennet ameli nedir?" dedi. Cenab-ı Peygamber de "sıdkdır, doğruluktur, doğru söz söylemektir. Zira kul doğru söz söyleyince iyilik yapar, lütuf ve ihsanda bulunur, böyle lütuf ve ihsanda bulununca Allah Teala da iman nasip edip Allah'ı tasdik eder ve O'ndan korkup- iyi ameller ve ibadetler yapıp, günahlardan da kaçar, böylece iman sahibi olunca da cennete girer." Yine o zat: "Cehennem ameli nedir?" diye sordu, Cenab-ı Peygamber de: "yalandır, yalan söylemektir. Kul yalan söyleyince fasık olur, facir olur, haram ve maasi (günah) işler. Facir (günahkar), fasık olunca nimet-i İlahiyeyi (Allah'ın nimetini) göremez, tuğyan (bozgunculuk) eder, küfran-i nimet (nimeti inkar) eder. Küfran-i nimet edince de cehenneme girer." Ahmed bin Hanbel, 2,176, r. 6641


"Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz. Komşusu şerrinden emin olmadıkça cennete giremez." (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 12800; Taberani, Mucemü’l-Kebir, 10408)


"Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) çarşıda bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkardı. Parmaklarına rutubet bulaştı. Adama: "Ey satıcı nedir bu?" diye çıkıştı. Adam: "Ey Allah'ın Resûlü, yağmur ıslattı, deyince: "Bu yaşlığı üste getirip, herkesin görmesini sağlıyamaz mıydın? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir" buyurdu. Kaynak: Müslim, İman 164, (102); Tirmizi, Büyû 74, (1315); Ebu Davud, Büyû, 52, (3452);


Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim bizim namazımızı kılar, bizim kıblemize yönelir, bizim kestiğimizi yerse işte o, Müslümandır". Tirmizi, İman 2, (2611); Ebu Davud, Cihad 104, (2641). Nesai, İman 9, (8, 105). Buhari, Salat 28.


- "Yanı başında komşusu aç iken ve bunu bildiği halde tok olarak yatan, bana (tam olarak) imân etmiş sayılmaz." Bezzar, Müsned


“ (Bir gün) Resulullah (sav) minbere çıkıp yüksek sesle şöyle nida etti:" “ Ey diliyle Müslüman olup da kalbine iman nüfuz etmemiş olan (münafık)lar! Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira kim, Müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır. ALLAH kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde (insanlardan gizli) bile olsa rüsvay eder.”(Tirmizi, Birr 85)


Hz. Ebu Bekir (ra) Cenab-ı Hakk'a hamd ve senadan sonra buyurdu ki: "Ey insanlar! Sizler şu ayeti okuyor ve fakat yanlış anlıyorsunuz: "Ey iman edenler, siz kendinize bakın. Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez" (Maide, 105). Biz Hz. Peygamber (sav)'in: "İnsanlar, zalimi görüp elinden tutmazlarsa, Allah'ın, hepsine ulaşacak umumi bir bela göndermesi yakındır" dediğini işittik." Keza ben, Resulullah (sav)'ın: "İçlerinde kötülükler işlenen bir cemiyet, bu kötülükleri bertaraf edecek güçte olduğu halde, seyirci kalır, müdahale etmezse, Allah'ın hepsini saran umumi bir bela göndermesi yakındır" dediğini işittim. Kaynak: Ebu Davud, Melahim 17, (4338); Tirmizi, Tefsir, Maide (3059), Fiten 8 (2169); İbnu Mace, Fiten 20 (4


"Müminler arasında imanca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır. En hayırlılarınız da kadınlarına ahlakça güzel davrananlarınızdır." Tirmizî, Radâ, 11; Kütüb-i Sitte 1646


“Zani bir kimse, zina yaptığı sırada mümin olarak zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mümin olarak hırsızlık yapmaz, içkici, içki içtiği sırada mümin olduğu halde içki içmez; insanların, onun yüzünden gözlerini kendine kaldıracakları kadar nazarlarında kıymetli olan bir şeyi mümin olarak yağmalamaz." Buharî, Mezalim 30; Müslim, İman, 100; Ebu Davud, Sünnet, 16; Tirmizî, İman, 11.


"Size ümem-i kadime hastalığı sirayet etti: Bu, hased ve buğzdur. Bu kazıyıcıdır. Bilesiniz; kazıyıcı derken saçı kazır demiyorum. O dini kazıyıcıdır. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin ederim, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi: Aranızda selamı yaygınlaştırın." Tirmizi, Sıfatu'l-Kıyame 57, (2512)


- İman, verilen sözden dönmemek için bir bağdır. Mümin sözünden dönmez. Ebu Davud, Cihad 157 (meşru sözden dönmek yasaktır. kötülük yapmak için söz veren hatırlayınca bu sözünden döner)


“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mümin de, halkın, can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir.” (Tirmizi, İman 12)


-"İmanın en üstünü, nerede olursan ol, Allah′ın senin yanında bulunduğunu bilmendir." Câmiü’s-Sağîr, No: 721


“Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu âzâd kimi de helâk eder.” Müslim,Tahâret 1. Ayrıca bk.Tirmizî, Daavât 86


Ömer b. el-Hattab (ra)’dan şöyle demiştir: Bir gün biz Rasulullah (sav)’ın yanında iken birden baktık ki elbisesi bembeyaz , saçları simsiyah, üzerinde yolculuk alameti olmayan biri karşımıza çıkageldi. Onu bizden kimse tanımıyordu. Nihayet Peygamber (sav )’in yanına oturdu. Dizlerini dizlerine dayadı, iki avucunu iki uyluğu üzerine koydu ve “Ya Muhammed, İslam hakkında bana haber ver” dedi. Rasulullah (sav):


“İslam; Allah’dan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sav)’in Allah’ın Rasulü olduğuna şahitlik etmen, namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, Ramazan’da oruç tutman ve yoluna gücün yeterse Beyti (Kabe’yi) haccetmendir” buyurdu. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi. Biz onun hem peygambere soru sorup hemde cevap vermesine taaccüb ettik. Adam: “İman hakkında da bana haber ver” dedi. Rasulullah(sav):


İman; Allah’a Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, ahiret gününe iman etmendir. Kadere, hayrına ve şerrine de iman etmendir” dedi. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi ve “İhsan; hakkında bana bilgi ver” diye yine sordu. Rasulullah (sav):


“ihsan; sanki görüyormuşsun gibi Allah’a ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’ nu görmüyorsan da, O seni görüyor” buyurdu. Adam: “Doğru söylüyorsun” dedi ve “Kıyamet hakkında bana haber ver” diye tekrar sordu. Rasulullah (sav): (Bu konuda) sorulan sorandan daha alim değildir” diye cevap verdi. Adam: “Öyle ise kıyametin alametlerinden haber ver” dedi. Rasullah (sav):


“Cariyenin efendisini doğurması, yalınayak sırtı çıplak fakir davar çobanlarının bina yaptırmada yarıştıklarını görmendir” diye cevap verdi. Hz Ömer (anlatmaya devam ederek) şöyle dedi: Sonra adam gitti. Rasulullah (sav) bir müddet öyle durdu, sonra bana “ya Ömer, soran kimdir biliyor musun? dedi. Ben: “Allah ve Rasulü daha iyi bilir” dedim. Rasulullah (sav): “O, Cibril’dir. Size dininizi öğretmek için gelmişti” buyurdu. Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.


"Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, ya hayır söylesin yahut sussun. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna ikram etsin. Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin." Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.


21- Süfya b. Abdullah es-Sakafi (ra) Demiştir ki: "Ya Rasulullah (sav), İslâm hakkında bana öyle bir söz söyle ki, İslâm hakkında senden başka hiç kimseye soru sormayayım, dedim. O da: “Allah'a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol, buyurdu." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.


40- Ebu Muhammed Abdullah b. Amr b. el As (ra), Rasulullah (sav)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden hiçbiriniz gönlü benim getirdiğime uymadıkça gerçekten iman etmiş olmaz." Kitab-ül-Hucce


"Hiç biriniz beni, babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz." Buhari, İman 8


"Kim Allah için sever, Allah için buğzeder, Allah için verir, Allah için vermezse imanını kemâle erdirmiştir" Ebu Davud, Sünnet 16


Güneş, battığı yerden doğmadıkça Kıyamet kopmaz. Batı'dan doğunca, insanlar görür ve hepsi de iman eder. ancak, daha önce inanmamış veya imanın sevkiyle hayır kazanamamış olan hiç kimseye bu iman fayda sağlamaz. Buhari Rikak 39


"Allahü teâlânın birliğine iman edip, şirk koşmadan ve ihlasla namazını kılıp, zekatını verenden Allah razı olur" İbni Mace


"Kim bir bidat ehlini azarlayıp koyarsa, Allah onun kalbine iman ve emniyet doldurur. Kim bid'at sahibine sert davranırsa, Allah onu büyük korku gününde selamete ulaştırır. kim ona mülayim davranır ve güzel güz gösterirse Allah'ın Muhammed'e (salat ve selam olsun) indirdiği ahkamı hafife almış olur." Ebu nuaym, 8, 199; Kudai, 1, 318, r. 537; Deylemi, 3, 567, r. 5579


4627 - Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor: "Bir seferde Resulullah İle beraberdik. Bir gün yakınına tesadüf ettim ve beraber yürüdük. "Ey Allah'ın Resülü, dedim. Beni cehennemden uzaklaştırıp cennete sokacak bir amel söyle!" "Mühim bir şey sordun. Bu, Allah'ın kolaylık nasib ettiği kimseye kolaydır; Allah'a ibadet eder, Ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılarsın, zekât verirsin, ramazan orucunu tutarsın, Beytullah'a hacc yaparsın!" buyurdular ve devamla: "Sana hayır kapılarını göstereyim mi?" dediler. "Evet ey Allah'ın Resûlü" dedim. "Oruç (cehenneme) perdedir; sadaka hataları yok eder, tıpkı suyun ateşi yok etmesi gibi. Kişinin geceleyin kıldığı namaz salihlerin şiarıdır" buyurdular .... "Bu dinin başı İslâm'dır, direği namazdır, zirvesi cihâddır!" ••• (hadisin aslı daha uzun) Tirmizi, İman 8, (2619).


Peygamberimiz (Salat ve Selam Olsun), Hz. Ömer'e (ra) "Ya Ömer beni ne kadar seviyorsun?" deyince, Hz Ömer (ra): "Ya Resullallah nefsimden sonra en çok seni seviyorum." diye cevap verir. Peygamberimiz (asm) "Sizden herhangi biriniz beni nefsinden ve ailesinden çok sevmedikçe kâmil iman etmiş olamaz." buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a): "Ya Resulallah seni, anamdan, babamdan, ailemden ve canımdan çok seviyorum." dedi. Peygamberimiz (asm) da: "Ya Ömer işte şimdi imanın kemâle erdi." diye buyurdular. Buharı, Eymân 3; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 233, 336


"Emanete hıyanet edenin imanı yoktur. (Abdest, gusül vs. şeylerle) Temizliği olmayanın namazı yoktur. Namazı olmayanın da dini yoktur. Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir." Taberani M.E., 2292


"Kulla küfür arasında namazın terki vardır." Tirmizi, İman 9, (2622); Ebu Davud, Sünnet 15, (4678)


“Onlarla (kafirlerle/münafıklarla) bizim aramızdaki ahit (fark), namazdır. Her kim onu terk ederse, küfretmiş olur” (Tirmizî, İman 9; İbn Mâce, İkâme’s-Salah 77)


"Kul namazı da terketti mi, işte o zaman küfürle arasında hiçbir perde kalmamış demektir.” (Müslim, İman, 134; Ebû Davud, Sünnet, 15; Tirmizî, İman, 9; İbn Mace, İkamet, 17)


Resulullaha, (salat ve selam olsun) "Hangi amel efdaldir?" diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "İlk vaktinde kılınan namaz!" Müslim, İman 137, (85); Buhari, Mevakit 5


İbn-i Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ben insanlar Allah'tan başka ilahın olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın elçisi olduğuna şehadet edinceye, namaz kılıncaya, zekat verinceye kadar onlarla savaş etmekle emrolundum. Bunları yaptılar mı, kanlarını, mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. İslam'ın hakkı hariç. Artık (samimi olup olmadıklarına dair) durumları Allah'a kalmıştır". Kaynak: Buhari, İman 17;


Resulullah (salat ve selam olsun) buyurdular ki: "Allah ilmi [verdikten sonra], insanların [kalbinden] zorla söküp almaz. Fakat ilmi, alimlerin ruhlarını alarak kaldırır. öyle ki, tek bir alim kalmaz. Halk da cahilleri kendine reis yapar. Bunlara meseleler sorulur, onlar da ilme dayanmaksızın [kendi düşünceleriyle] fetva verirler, böylece hem kendilerini hem de başkalarını yoldan çıkarırlar." Buhari, İlm 34, İ'tisam 7; Müslim, İlm 13, (2573); Tirmizi, İlm 5, (2654)


Rasûlâllah (salat ve selam olsun) bir gün, şöyle buyurdu: "Gariplere müjdeler olsun. Gariplere müjdeler olsun!" “Garipler kimlerdir, ey Allah’ın Resulu?” denildi. Rasulullah: “birçok kötü insan içinde, (sayıca) az olan salih kişilerdir. Onlara isyan edenler, itaat edenlerden daha çoktur.” buyurdu. Abdullah bin Mübarek Müsned 23. hadis


"Şu beş şey imandandır: Allah’a teslimiyet, kaderine rıza, işini Allah’a havale etmek, ona güvenmek, musibete sabır." (Bezzar)


"Mü'min kişinin benzeri, bir sap üzerinde biten taze ekin gibidir. Rüzgâr ona hangi taraftan gelirse onu eğer de yaprağı diğer tarafa döner meyleder (fakat o yıkılmaz). Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mü'min kişi de böyledir. O da belâ sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz). Haktan yüz çeviren kâfir kişinin benzeri ise sert ve dümdüz duran çam ve dağ servisi gibidir. Nihayet Allah onu dilediği zaman (bir seferde) kırar devirir." (Buhari, Tevhid, 32)


"Müminin hâli ne güzeldir. Başına bir felaket gelse sabreder, bu onun için hayırdır. Başına bir iyilik gelse şükreder, bu onun için hayırdır." (Müslim, Zühd, 64)


(Allah için yaptığı işlerde kınanmaktan korkmayan, ameli ihlaslı olan, iki işten biri ahirete, diğeri dünyaya faydalı olsa, ahirete faydalı olanı tercih edenin imanı kuvvetlidir.) [Deylemi]


(En şiddetli bela, enbiya, evliya ve benzerlerine gelir. Kişi imanının sağlamlığı nispetinde belaya maruz kalır. İmanı sağlam ise belası şiddetli, imanı zayıf ise hafif olur.) [Tirmizi]


(Üç şey imanın tadını artırır: Allah ve Resulünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen Müslümanı Allah rızası için sevmek ve Allah’ın düşmanlarını sevmemek.) [Taberani]


(İyilik edince sevinen, günah işleyince üzülen imanlıdır.) [Taberani]


İmanın Şubeleri


Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İman yetmiş (veya altmış) küsur özelliktir (şu’bedir). En yükseği, ‘Allah’tan başka ilâh yoktur’ demek; en aşağısı ise, eziyet veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Hayâ da imanın bir bölümüdür.” (Müslim, Îmân 58. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 3; Ebû Dâvûd, Sünnet 14; Nesâî, Îmân 16; Tirmizî, Birr 80; Îmân 16; İbni Mâce, Mukaddime 9)


İmâm Beyhakî rahîmehullâh, “el-Câmi fi Şuâbi’l-Îmân” adlı eserinde îmânın şubelerini şu yetmiş yedi maddede toplamıştır:


1- Allâh’a îmân.


2- Allâh’ın rasûl ve nebîlerine (elçilerine) îmân.


3- Meleklere îmân.


4- Kur’ân-ı Kerîm’e ve ondan önce inen bütün kitâblara îmân.


5- Kadere, hayrın ve şerrin Allâh Azze ve Celle’den olduğuna îmân.


6 – Âhiret gününe îmân.


7- Öldükten sonra tekrar dirilmeye îmân.


8- İnsânların yeniden dirildikten sonra kabirlerinden çıkıp mahşer yerinde toplanacaklarına îmân.


9- Mü’minlerin âhiretteki yurdunun cennet, kâfirlerin yurdunun da cehennem olduğuna îmân.


10- Allâh Subhânehu ve Teâlâ’yı sevmenin vâcibliğine îmân.


11- Allâh Subhânehu ve Teâlâ’dan korkmanın vâcibliğine îmân.


12- Allâh Subhânehu ve Teâlâ’dan ümit etmenin vâcibliğine îmân.


13- Allâh Subhânehu ve Teâlâ’ya tevekkül etmenin vâcibliğine îmân.


14- Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’i sevmenin vâcibliğine îmân.


15- Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e saygı göstermenin vâcibliğine îmân.


16- Kişinin küfre düşmektense ateşe atılmaya razı olacak kadar dinine düşkün olması.


17- İlim öğrenmek.


18- İlmi yaymak ve bilmeyenlere öğretmek


19- Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenmek, öğretmek, hadlerini ve hükümlerini korumak, helalini haramını bilmek, Kur’an ehline ve hafızlarına saygı göstermek suretiyle Kur’ân-ı Kerîm’e saygı göstermek.


20- Temizlik. (taharet)


21- Namaz.


22- Zekât.


23- Oruç.


24- Hac.


25- İtikâf.


26- Allâh Azze ve Celle yolunda cihâd.


27- Allâh Azze ve Celle yolunda cihâd için hazırlık yapmak.


28- Düşman karşısında sağlam durmak, savaş meydanından kaçmamak.


29- Ganimetin beşte birini devlete ve ganimet memurlarına teslim etmek.


30- Allâh’a yaklaşmak için köle azat etmek.


31- İşlediği suçlar için kefâret ödemek.


32- Anlaşmalara bağlı kalmak. verilen hak sözü tutmak


33- Allâh’ın nimetlerini saymak ve bunların şükrünü eda etmek.


34- Dili gereksiz konuşmalardan korumak.


35- Emânetlere riâyet etmek ve onları ehline vermek.


36- Adam öldürmenin ve cinayet işlemenin haramlığı.


37- Zinanın haramlığı ve iffetli kalmanın vâcibliği.


38- Haram mala el sürmemek.


39- Helal olmayan yiyecek ve içeceklerden sakınmak.


40- Giyecekler, süsler, kaplar ve bunlardan mekruh olanlar. tesettür’ün hakkını vermek


41- Şeriata aykırı oyun ve eğlencelerin haramlığı. (kumar, piyango, iddia v.b.)


42- Harcamalarda iktisatlı olmak ve haksız yere başkasının malını yemenin haramlığı. israf haramdır


43- Kin, haset ve benzeri şeyleri terk etmek.


44- İnsânların ırz ve namuslarının saygınlığı ve onlar hakkında dedikodu yapmanın haramlığı.


45- İhlâslı olmak ve riyayı terk etmek.


46- İyilik yapınca sevinmek, kötülük yapınca üzülmek.


47- Bütün kötülükleri tevbe ile tedavi etmek. samimi tövbe etmek


48- Kurban kesmek. (imkanı olan kurbanı kendi kesmelidir veya kesime katılmalıdır. şirketlere vekalet vermeyin!)


49- Müslüman yöneticilere iyi işlerinde, emirlerine itaat etmek.


50- Hak olan cemaatten ayrılmamak. (haklı olduğunda tek olsan da çoğunluğa uymamak) ahir zamanda çoğunluk yanlış olabilir bu fitneye karşı her zaman uyanık olmak.


51- İnsanlar arasında adaletle hükmetmek.


52- İyiliği emredip kötülükten sakındırmak. (gücü yetene farzdır)


53- İyilik ve takvada yardımlaşmak.


54- Hayâ. (utanma duygusu)


55- Anaya babaya iyilik etmek.


56- Akraba ile ilişkiyi koparmamak.


57- Güzel ahlak.


58- Kölelere/emri altında çalışanlara iyi davranmak.


59- Efendilerin kölelere/ çalışanlanlarına hakkını vermesi.


60- Çocukların ve ailenin hakları. çocuğa islamı öğretmek ve çocuğa her konuda iyi örnek olmak


61- Müslümanların(özellikle dindarlara) birbirlerine yaklaşmaları, dostlukları, selamı aralarında yaymaları ve musafaha etmeleri.


62- Selama karşılık vermek. selam vermek sünnettir, selamı almak farzdır


63- Hastaları ziyaret etmek.


64- Ehli kıbleden ölenlere dua etmek. müslümanların cenazesine katılmak


65- Aksırıp da “elhamdülillah” diyenlere “Allâh sana merhamet etsin”(yerhamukallah) diye dua etmek.


66- Kâfirlerden bozgunculardan uzak durmak, onlara sert davranmak ve onlarla ilişkiyi kesmek. Allah için sevmek- Allah için buğzetmek(nefret etmek),


67- Komşuya ikram etmek. iyi geçinmek


68- Misafire ikram etmek.


69- Kusur işleyenlerin kusurlarını örtmek. hata işleyene güzel bir şekilde kalp kırmadan öğüt vermek


70- Musibetlere ve nefsin zevk ve arzularına sabretmek.


71- Zühd ve kısa emel.


72- Eşini kıskanmak ve deyyusluğu terk etmek.


73- Boş şeylerden yüz çevirmek.


74- Cömertlik ve eli açık olmak.


75- Küçüklere merhamet, büyüklere saygı göstermek.


76- İki kişinin arasını düzeltmek.


77- Bir adamın kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemesi, kendisi için nefret ettiği şeyden kardeşi için de nefret etmesi.


Bu sayılanlar îmânın şubeleri olup, bu şubelerde İslâm tam olarak bir araya getirilmiştir. Kâmil bir îmâna sâhib olarak dünyâ ve âhiretin tüm iyiliklerine kavuşmak için bu şubelerin tamâmı ile amel etmek gereklidir. Rabbim bize bunu kolay kılsın.


http://tevhididavet.com/imanin-subeleri/


İbn-i Hacer (rh.a.) de 70 benzer madde saymıştır buraya bakabilirsiniz;


http://www.ozlenenrehber.com.tr/tr/dergi/145/imanin-subeleri-2191.html


-"Şüphesiz ki iman temenni ve iddiadan ibaret değildir. Lakin o kalplere yerleşen ve amelin kendisini tasdik ettiği şeydir." Hasan Basri



İmanının kuvvetlenmesini için; ibadetlerini tam,samimi yap. Allah düşmanlarına düşmanlık yap. Ahlakını güzelleştir, Zühd kitapları oku. Kul hakkı yeme, hakkını yedirme. Yalan söyleme, dürüst ol. çok yeme, zevki, lüksü azalt, israf yapma. Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma. kısaca iman bir bütündür

Ölmeden önce yapılan samimi tevbenin kabul olması umulur. Samimi tövbe ise; tevbe ettikten sonra islam'ı elinden geldiğince yaşamaktır. İslam'ı yaşamak; İslamın emir ve yasaklarına uymaktır.

islam toplumunun en önemli sorunu samimiyet. başı örtülü kadın, tesettürün şartlarına uymuyor. namaz kılan adam, faiz'den sakınmıyor. islamda seçmece yoktur. Mümin Allah'ın bütün emir ve yasaklarına tereddütsüz uymak zorundadır

İmanı kuvvetlendirmek için islam’ı pazarlıksız yaşamak lazım

İmanı kuvvetlendirmek için islam’ın emir ve yasaklarına tam olarak uymak lazım

İmanı kuvvetlendirmek için islam’ı bilmek lazım

İmanı kuvvetlendirmek için ahir zamanda yaşadığımız için islam’ı bir hoca kadar bilmek lazım

bu yazıları da okumanızı tavsiye ederim;

% Kaç Müslümansın İslam'da Emir ve Yasaklar

http://bunlaridusun.blogspot.com/2016/06/kac-muslumansn-islamda-emir-ve-yasaklar.html

Kötü Huyun Ameli Bozması

http://bunlaridusun.blogspot.com/2020/05/kotu-huyun-ameli-bozmas.html

İnsanı helak eden büyük günahlar

http://bunlaridusun.blogspot.com/2019/12/insan-helak-eden-buyuk-gunahlar.html

Ahir Zamanın fitnesi Deccal ve küçük deccaller

http://bunlaridusun.blogspot.com/2020/08/ahir-zamann-fitnesi-deccal-ve-kucuk.html