29 Ağustos 2020 Cumartesi

Korona Yalanları






Bilimsel olarak bakıldığında, Maske oksijen alımını azaltır. Maske takmak sigara içmekten daha tehlikelidir. Farkında olmasanız da yeterli oksijen alamayan hücreleriniz yavaş yavaş zehirlenir ve bu da çok ciddi hastalıklara yol açar, kanser gibi..

linkte 11 video var sıra ile izlemenizi tavsiye ederim

KORONA YASAKLARI HUKUKA AYKIRI


Kanada'nın batı kıyısındaki Parksville ve Qualicum Beach topluluklarından tarihi bir karar: COVID kısıtlamaları kapsamındaki zorunlu mesafeyi, maskelemeyi, karantinayı ve aşıları yasaklayan ‘Kamu Güvenliği Yönetmeliği’ kabul edildi.


hhttps://www.5gvirusnews.com/hukuk/korona-yasaklari-hukuka-aykiri-h205.html


sıra ile okuyun lütfen


1- maske takmaya gerek yok… korona virüs değil grip!!


https:https://mustafa2senyurt.blogspot.com/2020/04/korona-virus-degil-grip.html


2- maske korumuyor,,, Gün boyu kullanılan maske daha tehlikeli


https://mustafa2senyurt.blogspot.com/2020/06/gun-boyu-kullanlan-maske-daha-tehlikeli.html


3- MASKE ÖLDÜRÜR! .. Beyin Cerrahından Uyarı: Zorunluluk ÇOK BÜYÜK HATA


httpshttps://mustafa2senyurt.blogspot.com/2020/06/maske-oldurur-beyin-cerrahndan-uyar.html


korona gribi diye bir hastalık var bunu inkar etmiyoruz ama corona normal bir grip türüdür… öldüren korona değil diğer ağır hastalıklardır yani eceldir! boğazınızda kaşıntı varsa; sirke+tuz+karabiber ile gargara yapın.. öksürük varsa; nane+limon için… ateş varsa; kekik çayı için…


“corona normal bir griptir. ölenler ağır hastalıklı ve yaşlı insanlar . grip yani corona'nın aşısı olmaz” Canan Karatay


https://www.youtube.com/watch?v=vnRjEOYB7Fw&list=PLdHh4UiAoNC8j9fMcuBKh3Eef0FmXGvUy&index=10&t=0s


evet 2. dalga gelecek çünkü DSÖ 2. 100 milyon doları vermeyi onayladı!!! bu durumda her hapşıran her burnu akan corona kabul edilecek ki vaka artsın 2. dalga geldi denilsin ve yeniden eve kapanılabilsin.... -alıntı-


hthttps://www.dailysabah.com/business/economy/world-bank-approves-100-million-loan-to-bolster-turkeys-virus-fight


İsveç'te 3,700 kişinin CORONA testi yanlışlıkla "pozitif" çıkmış. Testler virüsün çok düşük seviyesi ile negatif hali birbirinden ayırt edemiyormuş. Bu haberde ne deniyor? "Korona testleri güvensizdir. Ciddiye almamak gerekir." -alıntı- #koronayalanları


https://tr.euronews.com/2020/08/25/isvec-te-3-bin-700-kisinin-covid-19-testi-yanl-sl-kla-pozitif-c-kt-sorumlu-cin-mal-kitler


Gaziantep’ten iki kare... Zenginler “muhteşem”, fakirler “aynı tas aynı hamam”... cami'de maske + mesafe… plajda, barda, düğün salonunda her şey serbest… Allah'tan korkun! corona yalanı ile camilerdeki saçma yasakları kaldırın





2017 ve 2018 de yoğun bakım doluluk oranı %74.. 2020 de %65.. Ama "Büyük salgın var..! Hastanelerde yer kalmadı.. Maske, mesafe, ölüm.." Haberleri 24 saat topluma empoze ediliyor … Salgının sahte olduğu herkesin bildiği bir sır..





GRİP ile CORONA belirtileri birebir aynı Hatta Grip daha bulaşıcı, ağır ve ölümcül… İspat mı? Corona 6 aylık vaka sayısı 230 bin iken Grip yıllık 600 binden fazla… Gripten Günde ort. 224 kişi ölüyor iken Coronadan 20 civarı ölüm var… Hangisinden korkmalı?? -alıntı-


Fatih Portakal'ı sevmem ama bu twetten sonra kovulması düşündürücü?! açıkça söyleyim başka ülkelerin bulduğu sözde aşı için Türk vatandaşını denek olarak kullanmak ihanettir





DSÖ 30 mart'ta: "Hasta değilseniz maske takmayın" diyordu


https://www.dw.com/tr/ds%C3%B6-hasta-de%C4%9Filseniz-maske-takmay%C4%B1n/a-52960468


sözde Virüsten (korona gribi) kırılan İtalya'da geçen yılın aynı dönemine göre ölüm 20.000 daha az!





Bugün Türkiye'de sigara'dan 300 kişi öldü. Yine bugün korona gribi sebebiyle 22 kişi öldü. Eğer Sağlık Bakanı ve sözde bilim kurulu için hayatlarımız gerçekten önemli olsaydı koronaya gösterdikleri önemi sigaraya da vermezler miydi? -alıntı-


"İnsanların çoğu öldürücü bir virüsten değil, devletten korktuğu için maske takıyor. Gerçek bir öldürücü virüs tehdidi olsaydı, insanlar evlerinden çıkmazdı. İnsanlar ödlek olduğu için boyun eğiyor, enfeksiyondan korktukları için değil" -alıntı-


2019'da Türkiye'de toplan 435 bin 941 kişi öldü.. YAni HERgün 1192 kişi. Yılbaşından beri Toplam ölen insan sayısı (yaklaşık): 274 Bin 200 Corona'dan ölen sayısı : 6 Bin 058 ÖNEMSİZ! ÖLÜM SAYISI : 268 Bin 142


maske Tavsiye ile takılsa normal, Mecburiyet saçma.. Vel hasıl mikrop ve zulüm ülkemizdeki kullanım şekli ile. Şapka kanunu neyse aynısı.. Ceplerde gezen çorap gibi olmuş kirli terli tozlu maskeleri sadece ceza yememek için takıyorlar.. -alıntı-


"Hasta olmayana maske taktırmak doğru bir uygulama olamaz. Bu tıbbi bir müdahale ise ki öyledir, anayasaya göre tıbbî müdahale kişinin yazılı iznine bağlıdır. Maske icbarı anayasaya aykırı bir cebirdir." Kemal Özer


maske takmak sağlığa zararlıdır.. maske takmayı zorunlu yapmak kul hakkına girmektir, zorbalıktır… polisler bu haksız kanunu uygularsa bu suça ortak olurlar. MASKE ÖLDÜRÜR!


4 ay önce: Maske korumaz ama hastalar takarsa iyi olur. Sağlıklı insan takmamalı. 3 ay önce: Maske sizi korumaz ama karşınızdakini korur. (Tek yönlü geçirgen sanki!).. 1 ay önce: Maske korur. Şimdi: Ölene kadar maske takın! Aldatmaca olduğu bu süreçten bile belli değil mi? -alıntı-


Bill Gates fakir(!) ülkelere covid19 aşısı için 150 milyon dolar bağışlıyormuş.. Bu aşıların uygulanabilmesi için bir kaç yüz milyon dolar rüşvet.. Dünyanın bu iblisten çok çekeceği var!.. Korona palavralarının gerçek yüzünü umarım anlamışsınızdır


https://www.vox.com/recode/2020/8/8/21359227/bill-gates-foundation-coronavirus-vaccine-serum-astrazeneca-novavax?utm_campaign=vox&utm_content=entry&utm_medium=social&utm_source=twitter


Ne fiziki mesafesi kardeşim; uçakta, otobüste sahilde dip dibe insanlar.. Futbol sahalarında da fiziki mesafe yok … Bir tek camide mi çalışıyor bu virüs?.. Dalga geçmeyin milletle!.. ortada gerçekten bir tehlike olsaydı Allah'tan korkmayanlar hastalıktan korkup bir araya gelmezdi!





Almanya'da yüzbinlerce kişi sahte salgın ile ilgili karantina ve kısıtlamaları protesto etti… Türkiye'deki küreselci tarikatın müritleri olan yerli coronacı paranoyaklar ise, Bill Gates'in enjekte edeceği kısırlaştırıcı aşı ile hiç olmayan salgından kurtulmayı hayal ediyor





Bill Gates'in GAVİ projesine destek verildi! Türkiye celladıyla dans ediyor!htt563.html…aşının proje olduğunu düşünenler tepki verin,, yarın tepki vermek için geç olabilir


https://www.habervakti.com/gundem/bill-gates-in-gavi-projesine-destek-verildi-turkiye-celladiyla-h113563.html


Hastaların %80 ninin hissetmediği bir "Hastalık"!! Grip olup hissetmemek gibi?!! Hastalığa yakalananların %5 i ölüyor ama bunların da %99'nun başka ağır hastalıkları var… Yani söz konusu hastalıktan öldüğü iddia edilenlerin oranı %0.05.. Ama dünya karantinada.. corona değil grip!!!


Mahkeme: "Polis maske takmayana ceza kesemez"





OLMAYAN SAHTE SALGINLAR İCAT EDİLİYOR ve bunun için AŞILAR HAZIRLANIYOR Prof. Oktay Sinanoğlu


https://www.youtube.com/watch?v=8h7BthPghXM&list=PLdHh4UiAoNC8j9fMcuBKh3Eef0FmXGvUy&index=10


Maske takmak OKSİJEN EKSİKLİĞİNE yol açıyor Maskenin içersindeki KARBONDİOKSİT vücuda sürekli geri alınıyor Bu da BAŞKA SORUNLARA yol açıyor .. Dr. Rashid Buttar


https://www.youtube.com/watch?v=MWPtdRIbOuI&list=PLdHh4UiAoNC8j9fMcuBKh3Eef0FmXGvUy&index=6


Maske takmanın hastalık yayılmasını önlediğine dair hiçbir bilimsel makale yoktur,,, Dr. Rashid Buttar


https://www.youtube.com/watch?v=R_yYbXXlh94&list=PLdHh4UiAoNC8j9fMcuBKh3Eef0FmXGvUy&index=7


şu anda kullanılan maskelerin %99'u olan bez maskeler, %30 koruma sağlıyor. %30 koruma için maskenin tek sefer kullanılması gerekiyor. yani boş yere maske takıyorsunuz!


Çin’de beden eğitimi dersinde spor yaparken maske takan 2 öğrenci yaşamını yitirdi


https://www.youtube.com/watch?v=lXjWssfiAPI&list=PLdHh4UiAoNC8j9fMcuBKh3Eef0FmXGvUy&index=8


hocalar korona'yı anlamadıkları için "camiler kapatılabilir" diyor.. cami kapatılamaz! hasta olan camiye gitmez… bu kadar basit bir olayı nasıl yanlış anladılar!.. ölüm oranı %1 olan hastalık, bulaşıcı hastalık kapsamına bile girmiyor!


ölümcül, acil hastalık olmadan hastaneye gitmeyin… bitkisel tedavi işe yaramazsa hastaneye gidin… alkol, sigara gibi faydasız şeyleri bırakın… cola, gazoz (her marka) gibi zararlı şeyleri bırakın.. ve unutmayın en iyi (ön) tedavi bütün haramlardan uzak durmaktır.. şifa Allah'tandır!


Korona, İnfluenza'dan (Grip) Daha Tehlikeli Değil... Prof Dr Stefan Hockertz anlatıyor.


https://www.youtube.com/watch?v=I8cIbpFse3k&list=PLdHh4UiAoNC8j9fMcuBKh3Eef0FmXGvUy&index=11


alkol corono'dan daha fazla can alıyor, alkol yasaklansın… sigara corono'dan daha fazla can alıyor, sigara yasaklansın… faiz corono'dan daha fazla can alıyor, faiz yasaklansın… zina corono'dan daha fazla can alıyor, zina yasaklansın… corono'dan daha tehlikeli olan Allah'a isyandır!


corono bir grip türüdür ilk aşamada müdahale edilirse sumak işe yarayabilir !!! hasta olmayanların bile bir bardak sumak çayı içmelerini tavsiye ederim… şifa veren Allah'tır… ilacın illa kapsül içinde olması gerekmiyor!.. Sumağın Faydaları


httyaplr.htmlhttp://bunlaridusun.blogspot.com/2020/03/sumagn-faydalar-sumak-suyu-nasl-yaplr.html


corono gribine karşı alınacak tedbirler; boğaz ağrısı; sirke+tuz+karabiber gargara yap.. nezle, öksürük; nane+limon+çörek otu kaynat bal ekle ılık iç…. ateş; kekik kaynat bal ekle ılık iç duş al bol su iç… takviye; incir ceviz… manevi tedbir; ya Şafi hiçbir hastalık bırakmayan şifa ver

corona hastası papaya meyvesi!

Kimya alanında doktorası olan Tanzanya Başkanı John Magafuli Corona teşhisinde kullanılan testlerden şüphelenir ve bir deney yapar Sonuç olarak tanı kitlerinin gerçeği yansıtmadığını ispatlar…**

“"Keçi, koyun ve papaya meyvesinden, hatta araba yağından örnekler aldık Ve içerikleri hakkında gerçek bilgileri vermeden, insanlardan alınmış gibi örnekleri laboratuvara götürdük

Motor yağı, koyun, tavşan negatif çıktı

Keçi, Durian ve papaya meyvesi ile Kware kuşundan alınan örnekler pozitif

Pozitif çıkanların da karantinada olmaları gerekiyor,!!

Bu testlerle oynanan kirli bir oyun olduğu görülüyor, dünyada inanılmaz şeyler oluyor, galiba laboratuvar çalışanları birileri tarafından satın alınıyor, ya da iyi eğitim almamışlar…!! Veya tanı kitleri sorunlu ki papaya ve keçiler dahi koronalı çıkıyor..

Bu bilgilere göre her şeyde corona olabilir ve corona ölümcül ama biliyoruz ki pozitif olsalar da onlar hasta değiller, papaya meyvesi yaşıyor, ölmedi, sadece olgunlaşıyor, keçi de ölmedi, durian meyvesi de yaşıyor…

Tanzanyalılara sesleniyorum endişelenmeyin… Telaş edecekseniz, gerçek hastalıklar, yaralanmalar için endişelenin

Keçinin, durian meyvesinin, Kware kuşunun koronalı çıkması ile ilgili sormamız gereken sorular olmalı, Tanzanyalılar olarak ama aynı zamanda tüm dünya ve tüm Afrika olarak kendimize bunları sormalıyız

Virüs, bilim camiasının iyi anlamadığı bir şey olmalı ve tüm dünya tarafından da..

Bu tanı kitlerini kullananlara tavsiye, hayvanlardan, duvardan, kertenkeleden vb örnekler alın, test edin… Ne dediğimi biliyorum, bu iş gerçekten yetkin insanlarımız tarafından yapıldı…

Tanzanyalıları normale dönmeli, Paniğe kapılmayalım, çalışmaya devam edelim, üretim devam etmeli, birbirimizden korkmamalı ve politikacılar bunu gündemde tutmayı bırakmalı

Sadece Tanzanya değil, ABD, İngiltere, Hollanda, İsveç, Japonya, Çin, tüm dünyada gündemden çıkarılmalı

Tanzanyalılar güçlü duralım, birleşelim, çok çalışalım, birbirimizden korkmamalıyız, korku, panik vb saçma şeyler yapmaya çalışanlar için söylüyorum, bir meyvede bile korona, Kware kuşunda bile korona var… Bu testlere göre "Bilimsel olarak” bir keçinin dahi koronası var..!!

İnsanlar hiçbir gerçek delile dayanmayan pandemiyi gündemlerinden çıkarıp çalışmak, hayatlarına devam etmek zorundalar…

Araştırmalar yapılırken dürüstlük olmalı, fakat bu konuda yok..!“”

***Diğer ülkelerde galiba bu deneyi yapmayı düşünecek kadar donanımlı liderler yok,!!

https://twitter.com/h33avci/status/1298026019081920512

videonun hepsi 9 dk. bilen bir arkadaş türkçe altyazı eklerse iyi olur


15 Ağustos 2020 Cumartesi

Ahir Zamanın fitnesi Deccal ve küçük deccaller










Deccal nedir, ne anlama gelir? Deccal kimdir, nasıl biridir? Deccal’in özellikleri nelerdir? Deccal’den korunmak için ne yapılabilir? Kıyamet alametlerinden Deccal.

Yalancı, hilekâr, hakkı bâtıla, iyiyi kötüye karıştıran kimse mânâsına gelen “Deccâl” hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de bir bilgi bulunmamaktadır. Deccâl’in âhir zamanda ortaya çıkacağı, Allah Teâlâ’nın kendisine verdiği birtakım imkân ve kâbiliyetlerle hârikulâde hünerler sergileyeceği ve böylece bazı insanları saptıracak bir yalancı ve sahtekâr olduğunu ise hadîs-i şerîflerden öğrenmekteyiz.

Ebu Hureyre, şöyle rivayet etmiştir: Resulullah (sallâllâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Zamanın sonunda bir takım deccaller ve yalancılar meydana çıkar. Sizlere, ne kendinizin ve ne de babalarınızın işitmediği hadisler getirirler. İşte ben, sizleri onlardan şiddetle sakındırıyorum. Onlar, sakın sizleri saptırıp, fitneye düşürmesin." Sahih-i Müslim, C.1. H.no: 7

Nevvâs ibn-i Sem’ân -radıyallâhu anh- şöyle anlatır: Bir sabah Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Deccâl’den uzun uzun bahsetti. Sonunda yorulup sesini alçalttı. Sonra tekrar yüksek sesle konuştu. Biz O’nun anlatışına bakarak Deccâl’in Medîne civârındaki hurmalıklara gelip dayandığını zannettik. Tekrar yanına gittiğimiz zaman üzüntümüzü anlayıp: “–Hayrola, bu ne hâl?” buyurdular. Biz de: “–Yâ Resûlâllah! Sabahleyin Deccâl’den bahsettiniz. Kâh alçak sesle kâh yüksek sesle konuştuğunuz için, biz onun hurmalıklara gelip dayandığını sandık.” dedik. Bunun üzerine şöyle buyurdular: “–Sizin adınıza Deccâl’den başka şeylerden daha çok korkuyorum. Şayet Deccâl, ben aranızdayken çıkarsa, onun oyununu bozar, delillerini çürütürüm. Eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır. Zaten Allah Teâlâ mü’minleri onun kötülüklerinden koruyacaktır. Deccâl; kıvırcık saçlı, patlak gözlü, (câhiliye devrinde ölen) Abdüluzzâ bin Katan’a benzeyen bir gençtir. Sizden onu gören, Kehf Sûresi’nin baş (ve son) tarafından onar âyet okusun. O, Şam ile Irak arasındaki bir yerden çıkacak. Sağa-sola, her yana kötülüğünü yayacaktır. Ey Allâh’ın kulları, îmânınızı koruyup direnin!” “–Yâ Resûlâllah! Deccâl’in yeryüzünde kalma süresi ne kadardır?” diye sorduk. Şöyle buyurdular: “–Kırk gündür. Bir günü bir yıl kadar, bir başka günü bir ay kadar, bir diğer günü de bir hafta kadardır; geri kalan günleri ise sizin bildiğiniz günler gibidir.” Biz yine: “–Yâ Resûlâllah! Bir yıl kadar olan günde, kılacağımız bir günlük namaz kâfî gelecek mi?” dedik. “–Hayır, siz namaz vakitlerini ona göre takdir ve hesap ediniz!” buyurdular. Biz bu defa: “–Yâ Resûlâllah! Onun yeryüzündeki sürati ne kadardır?” diye sorduk. Şöyle buyurdular: “–Rüzgârın sürüklediği bulut gibi insanların yanından geçer. İlâh olduğunu söyleyerek insanların kendisine îman etmelerini ister, onlar da îman ederler. Göğe yağmur yağdırmasını emreder, yağmur yağar. Yere bitki bitirmesini emreder, otlar, çayırlar biter. İnsanların otlatmaya gönderdikleri hayvanları daha gösterişli, semiz ve sütleri daha bol olarak döner. Daha sonra başka insanların yanına giderek onları kendine inanmaya davet eder. Fakat onlar kendisine inanmayıp teklifini geri çevirirler. Deccâl de yanlarından ayrılıp gider. Lâkin sabahleyin suları çekilip çayır ve çimenleri kurur, hayvanları da helâk olur. Deccâl, bir ören yerine uğrayıp; «Definelerini ortaya çıkar!» der. O harâbedeki defineler, arı beyinin peşinden giden arılar gibi Deccâl’in arkasından gider.

Sonra Deccâl, babayiğit bir genci yanına çağırıp onu kılıcıyla ikiye biçer; vücudunun her parçası bir yana düşer. Ardından ona seslenir. Delikanlı gülümseyen bir çehreyle ona doğru gelir. Deccâl böyle işler yaparken, Allah Teâlâ, Mesîh bin Meryem -aleyhisselâm-’ı gönderir. Mesîh, boyanmış iki elbise içinde, ellerini iki meleğin kanatları üzerine koyarak Dımaşk’ın doğusundaki Akminare’nin yanına iner. Mesîh, parıldayan yüzüyle başını yere eğince saçlarından terler damlar, başını kaldırınca inci gibi nûrânî damlalar dökülür. Onun nefesini koklayan kâfir derhâl ölür. Nefesi, baktığı yere ânında ulaşır. Mesîh, Deccâl’in peşine düşer, onu (Kudüs yakınındaki) Bâbülüd’de yakalayıp öldürür. Sonra Îsâ -aleyhisselâm-, Allah Teâlâ’nın kendilerini Deccâl’in şerrinden koruduğu birtakım insanların yanına gelir, onların yüzlerini okşayarak Deccâl fitnesinin sona erdiğini söyler ve kendilerine Cennet’teki yüksek derecelerini haber verir…” (Müslim, Fiten, 110)[1]

DECCAL FİTNESİ Şüphesiz Deccâl fitnesi, insanoğlunun yeryüzünde göreceği en büyük fitnedir. Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Hazret-i Âdem’in yaratıldığı zamandan kıyâmetin kopacağı âna kadar Deccâl’den daha büyük bir fitne yoktur.” buyurmuşlardır. (Müslim, Fiten 126)[2]

Bu sebeple bütün peygamberler ümmetlerine bu fitneden söz etmiş ve onları îkaz buyurmuşlardır.[3] Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de Deccâl’in fitnesinden Allâh’a sığınmış, dolayısıyla bizim de ondan Cenâb-ı Hakk’a sığınmamızı tavsiye etmiştir.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, büyük Deccâl’den önce “ümmetinden otuz kadar yalancı Deccâl” çıkacağını, bunların kendilerini peygamber olarak tanıtıp “Ben Allâh’ın elçisiyim” diyeceklerini haber vermiştir.[4] Gerçekten de tarih boyunca, anlatılan cinsten nice yalancılar çıkmış, Allah Teâlâ onların hepsini kahreylemiştir. Büyük Deccâl de şüphesiz aynı âkıbete uğrayacak, rezil ve zelil olacaktır.

DECCAL NASIL ORTAYA ÇIKACAK? Rib’î bin Hırâş şöyle anlatır: Ebû Mes’ûd el-Ensârî -radıyallâhu anh- ile birlikte Huzeyfe ibn-i Yemân’ın yanına gittim. Ebû Mes’ûd ona: “–Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’den Deccâl hakkında duyduklarını söyleyebilir misin!” dedi. Huzeyfe -radıyallâhu anh- da şunları söyledi: “Deccâl, yanında bir su ve bir de ateş olduğu hâlde ortaya çıkacak. Bazılarının onun yanında gördüğü su, gerçekte su olmayıp yakıcı ateştir. Bazılarının onun yanında gördüğü ateş de gerçekte ateş olmayıp, soğuk ve tatlı bir sudur. Sizden Deccâl’e kim yetişirse, ateş olarak gördüğü tarafta bulunsun. Zira o, tatlı, içimi güzel bir sudur.” (Buhârî, Enbiyâ 50, Fiten 26; Müslim, Fiten 105, 108)

Sahîh-i Müslim’de geçen bir rivâyete göre Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Ben Deccâl’in yanında ne bulunduğunu iyi bilirim. Onun beraberinde iki nehir vardır. Biri beyaz su gibi görünür, diğeri yanan ateş gibi. Bir kimse Deccâl’e yetişirse, ateş şeklinde gördüğü nehre gelip gözünü yumsun. Sonra başını eğerek ondan içsin. Çünkü o soğuk sudur.” buyurmuştur. Daha başka rivâyetlerde, “Deccâl’in yanında Cennet ve Cehennem’e benzer iki şey bulunduğu, onun Cennet dediği şeyin ateş, yani Cehennem olduğu” da belirtilmektedir. (Bkz. Müslim, Fiten, 109)

Nemrûd’un dağ gibi ateşini İbrahim -aleyhisselâm-’a gül bahçesi yapan Allah Teâlâ, Deccâl’e kanmayan, onun oyununa gelmeyen îmanlı kişilere bu sahtekârın sözde ateşini, tatlı ve serin bir su yapacaktır. Onun ateşi, mü’minlere hiçbir zarar veremeyecektir. Muhtemelen Deccâl, insanları sağlam bir imtihandan geçirmesi, gerçek mü’minle öyle olmayanı birbirinden ayırması için, kendisine büyük imkânlar verilmiş büyük bir fitnecidir. Mü’minler Deccâl’i yalanlamalı; yanındaki ateş gibi, Cehennem gibi görünen şeyden korkmamalıdır. Zira o, aslında ateş değil rahmettir; Cehennem değil, Cennet’tir.[5]

DECCAL’DEN KORUNACAK ŞEHİRLER Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Mekke ile Medîne dışında, Deccâl’in ayak basmadığı bir yer kalmaz. Mekke ile Medîne’nin bütün yollarında saf tutmuş melekler bu iki şehri korur. Deccâl; kumlu, çorak bir yere iner. Ardından Medîne üç defa sarsılır; Allah Teâlâ orada bulunan kâfir ve münâfıkları dışarı çıkarır.” (Müslim, Fiten, 123)[6] Deccâl’in yeryüzünde Mekke ile Medîne dışındaki bütün yerleşim bölgelerini dolaşacağını, dolayısıyla herkesin onunla çetin bir imtihana tâbî tutulacağını bu hadîs-i şerîf açıkça beyan etmektedir. Allah Teâlâ iki harem bölgesini, yani Mekke-i Mükerreme ile Medîne-i Münevvere’yi ve dolayısıyla orayı terk etmeyen samimî müslümanları Deccâl’den koruyacaktır.

DECCAL’İN PEŞİNDEN GİDECEKLER Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “İsfahan Yahudîlerinden taylasanlı yetmiş bin kişi Deccâl’in ardından gider.” (Müslim, Fiten, 124)

Deccâl’e inanan ve ona değer verenler arasında yahudîler en önde yer alacaklardır. Deccâl, yeryüzünün her yerini dolaşacağı gibi, İsfahan’a da gidecektir. İsfahan yahudîlerinden taylasanlı yetmiş bin kişi ona arka çıkacaktır.

Bir gün Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, içinde Ümmü Şerîk’in de bulunduğu bir mecliste Deccâl’den söz ederek; “İnsanlar Deccâl’den kaçıp dağlara sığınırlar.” buyurmuşlardı. Yiğit İslâm mücâhidlerinin Deccâl karşısında tutunamayıp kaçmaları Ümmü Şerîk’i hem üzmüş hem de meraklandırmıştı. Bu sebeple: “–Yâ Rasûlâllah! O gün Araplar nerede olacak?” diye sordu. Allâh’ın Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “–Onlar o gün pek azdır.” buyurmak sûretiyle Deccâl’in karşısında duramayacaklarını, onun şerrinden ve fitnesinden kaçıp kurtulmaya çalışacaklarını ifâde ettiler. (Müslim, Fiten, 125)[7]

YEDİ ŞEY GELMEDEN EVVEL ACELE EDİNİZ Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Yedi şey gelmeden evvel, sâlih ameller işlemekte acele ediniz! Yoksa siz gerçekten; 1. (İbadeti, helâl ve haram hudutlarını) unutturan fakirlik, 2. Azdıran zenginlik, 3. (Her şeyi) bozup perişan eden hastalık, 4. Aklı ve idrâki zaafa uğratarak saçma-sapan konuşturan ihtiyarlık, 5. Ansızın geliveren ölüm, 6. Gelmesi beklenen şeylerin en şerlisi Deccâl ve, 7. Kıyâmetten başka bir şey mi beklediğinizi sanıyorsunuz? Kıyâmet ise, belâsı en müthiş ve en acı olandır.” (Tirmizî, Zühd, 3/2306)

DECCAL ORTAYA ÇIKINCA… Alleh Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle anlatmışlardır: “Deccâl ortaya çıkınca, mü’minlerden biri onun bulunduğu tarafa doğru gider. Deccâl’in silâhlı adamları onun önüne çıkarak: «–Nereye gitmek istiyorsun?» diye sorarlar. «–Şu ortaya çıkan adamın yanına!» der. Deccâlin adamları: «–Sen bizim Rabbimize inanmıyor musun?» diye sorarlar. O da: «–Bizim Rabbimiz’in gizli bir yanı yok ki O’nu bırakıp başkasına inanalım.» der. Deccâl’in bazı adamları: «–Öldürün şunu!» derler. Bir kısmı ise: «–Tanrınız, haberi olmadan bir kimseyi öldürmeyi yasaklamadı mı!» derler ve o mü’mini Deccâl’in yanına götürürler. O mü’min Deccâl’i görünce diğer mü’minlere: «–Ey mü’minler! Bu adam Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in kendisinden bahsettiği Deccâl’dir!» diye seslenir. O zaman Deccâl adamlarına: «–Bunu iyice bir dövün!» der. Onu dövmek üzere tutarlar. Deccâl tekrar: «–Yakalayın şunu, yarın kafasını!» der. Sırtına ve karnına vurarak onu dayaktan geçirirler. Bu defa Deccâl: «–Bana îmân etmiyor musun?» diye sorar. O mü’min: «–Sen yalancı Mesîh’sin» der.[8] Deccâl’in emri üzerine onu testereyle baştan aşağı ikiye biçerler. Deccâl o zâtın ikiye bölünen cesedinin arasından yürüyüp geçtikten sonra ona: «–Ayağa kalk!» der. O da doğrulup kalkar. Deccâl tekrar: «–Bana îmân ediyor musun?» diye sorar. O ise: «–Senin hakkındaki kanaatim iyice pekişti.» dedikten sonra halka dönerek: «–Ey insanlar! O benden sonra artık kimseyi öldürüp diriltemez!» der. Deccâl onu kesmek için yakalar. Fakat Allah Teâlâ o mü’minin boynundan köprücük kemiğine kadar olan kısmı bakır hâline dönüştürür. Bu sebeple Deccâl ona bir şey yapamaz. Bunun üzerine Deccâl onu ellerinden ve ayaklarından tutup fırlatır. Halk onu Cehennem’e attığını zanneder. Hâlbuki o Cennet’e atılmıştır.” Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, sözlerini şöyle tamamladılar: “İşte bu mü’min, Âlemlerin Rabbi’ne göre insanların en büyük şehîdidir.” (Müslim, Fiten, 113)[9]

Deccâl’in mâhiyetini, onun hile ve düzenbazlıklarını çok iyi bilen bu mü’minin, Hızır -aleyhisselâm- olduğunu söyleyenler olmuştur. Deccâl’in silâhlı adamlarının yanında Deccâl’e meydan okuyan bu şuurlu mü’minin; “Bizim Rabbimiz’in gizli bir yanı yok ki O’nu bırakıp başkasına inanalım!” demesi, mü’minlerin Cenâb-ı Hakk’ı bütün sıfatlarıyla tanıdıklarını, O’nun varlığından, birliğinden ve kudretinden aslâ şüphe etmediklerini, O’nun kusursuz ve mükemmel olduğuna îman ettiklerini ifâde içindir.

Bu durum, fitneler ve mânevî tehlikeler karşısında gönüllerin “mârifetullâh” ile feyizlenmesinin ne kadar mühim olduğunu ortaya koymaktadır. Îman ve irfânıyla Deccâl’in karşısında yiğitçe dik duran o mü’minin hâli, âhir zaman fitneleri ve kıyâmet alâmetlerine dâir Kur’ân ve Sünnet bilgisinin bir mü’mine ne kadar faydalı ve lüzumlu olduğunu da açıkça ortaya koymaktadır. Bu hadîs-i şerîf, Deccâl belâsının ortaya çıktıktan bir müddet sonra tamamen biteceğini göstermektedir. Dolayısıyla bu fitneyle imtihan edilecek mü’minlerin vazifesi; îmanlarına daha sıkı sarılarak aslâ gevşememek ve korkuya kapılmadan Deccâl’e karşı îman cesaretiyle direnmektir.

DECCAL’İN ÖZELLİKLERİ Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Bütün peygamberler, ümmetlerini yalancı ve kör Deccâl’in tehlikesine karşı uyarmışlardır. Şunu bilin ki, onun bir gözü kördür; ama sizin azîz ve celîl olan Rabbiniz tek gözlü değildir. Deccâl’in iki gözünün arasına kâfir (ke-fe-re) diye yazılmıştır.” (Buhârî, Fiten 26, Tevhîd 17; Müslim, Fiten 101, 102)[10] “…Onun bu gözü, üzüm salkımından dışarı fırlamış üzüm tanesi gibidir.” (Buhârî, Fiten 26, Tevhîd 17; Müslim, Îmân, 274)[11]

Bu ve benzeri hadîs-i şerîflerde bildirildiği üzere Deccâl’in bazı vasıflarını şöyle hulâsa edebiliriz: 1. Deccâl’in iki gözü de sakattır. Sağ gözü, üzüm salkımından dışarı fırlamış üzüm tanesi gibi patlaktır. Sol gözü ise tamamen siliktir, ışığı sönmüştür, görmez. Deccâl’in mü’minler tarafından rahatlıkla görülebilecek, tanınabilecek ve hatırlanabilecek vasıflara sahip olarak yaratılması, Cenâb-ı Hakk’ın müstesnâ bir lûtfudur. Fakat o çetin imtihanla karşılaştığında bu ilâhî lûtfun gereğini yerine getirebilmek, sarsılmaz bir îmâna sahip olan samimî mü’minlerin kârıdır. 2. Deccâl’in iki gözünün arasına, onun yalancılığını göstermek üzere, “kâfir” veya “ke-fe-re” diye yazılmıştır. Her mü’min, Arapça okumayı bilmese bile, kalbine doğacak bir ilham ile bu yazıyı anlayıp sezecektir. İlâhî rahmetten nasîbi olmayanlar ise okuma bilseler dahî bu yazıyı göremeyeceklerdir. 3. Deccâl’in yanında, kendilerini imtihan ettiği kişilere mükâfat ve cezâ olarak vereceği Cennet ve Cehennem’e benzeyen bir şey vardır. Fakat o yalancının Cennet dediği şey aslında Cehennem’dir. Yani Deccâl’in Cennet dediği yere giren kimse, ona inanmış, oyununa kanmış olduğu için görünüşte Cennet’e, fakat gerçekte Cehennem’e girmiş olacaktır. Ona karşı çıktığı için Deccâl’in Cehennem’ine atılan kimse de aslında Cennet’e girmeyi hak etmiş olacaktır. 4. Deccâl’in saçı kıvırcık olup yaşı da oldukça gençtir. 5. İri cüsseli, fakat kısa boyludur.[12] 6. Deccâl doğu tarafından, muhtemelen Horasan veya İsfahan’dan yahut Şam ile Irak arasında bir yerden çıkacaktır.[13] 7. Allah Teâlâ, Mekke ile Medîne’yi meleklerle koruyacağı için Deccâl bu iki mübârek beldeye giremeyecektir. 8. Deccâl, kendisinden önce çıkacak olan otuz kadar yalancı deccâl gibi önce; “Ben Allâh’ın elçisiyim.” diyecek,[14] sonra da ilâh olduğunu söyleyecektir. 9. Deccâl, zuhûr ettiği zamanda yaşayanlar için ağır bir “îman imtihanı” olacağından, ona, yağmur yağdırma, yeşillikleri kurutma, yer altından defineleri çıkarma gibi büyük imkânlar verilecektir. Deccâl’e verilen bu fevkalâde güçler, îmânı zayıf kimseler için büyük bir tehlike teşkil edecektir. 10. Deccâl, Yahudî asıllı biri olduğu için,[15] kendisine en çok ilgi gösterip destek verecek olanlar da yahudîler olacaktır. 11. Deccâl sadece bir kişiyi testereyle kesip ikiye biçecek, sonra onu diriltecek, buna rağmen o mü’min kendisinin bir yalancı ve Deccâl olduğunu yüzüne haykıracak, bu hâdiseden sonra da Deccâl artık kimseyi öldürüp diriltemeyecektir. 12. Deccâl’i Hazret-i İsa Aleyhisselâm öldürecek ve bu büyük fitneye son verecektir.

DECCAL’DEN KORUNMAK İÇİN Deccâl fitnesinden Cenâb-ı Hakk’a sığınmak, Peygamber Efendimiz’in ümmetine yaptığı mühim bir tavsiyedir. Nitekim, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır: “Biriniz teşehhüdü bitirdikten sonra şu duâyı okuyarak dört şeyden Allâh’a sığınsın: “Allâh’ım! Cehennem azâbından, kabir azâbından, hayatın ve ölümün iptilâlarından ve Deccâl fitnesinin şerrinden Sana sığınırım!” (Müslim, Mesâcid, 128)

Ayrıca Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; “Kehf Sûresi’nin baş tarafından on âyet ezberleyen kimse Deccâl’den korunur.” buyurmuştur. (Müslim, Müsâfirîn, 257; Ebû Dâvûd, Melâhim, 14) Yine kaynaklarda, Kehf Sûresi’nin sonundan on âyet okumanın tavsiye edildiği de kaydedilmektedir. Bu sûrenin baş tarafındaki ilk on âyette Cenâb-ı Hakk’ın zâtını ve sıfatlarını bilmekten söz edilmekte ve O’nun Ashâb-ı Kehf’i zâlim Dakyanus’un şerrinden koruduğu anlatılmaktadır. Muhtemelen bu alâka sebebiyle, Deccâl’i görenlerin, bu sûrenin ilk on âyetini okumaları tavsiye edilmiştir.[16]

Hadîs-i şerîfte Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in; “Sizin adınıza Deccâl’den başka şeylerden daha çok korkuyorum...”[17] buyurmuş olması, esasen îmânı kuvvetli kimseler için Deccâl’in büyük bir tehlike teşkil etmeyeceğine işaret etmektedir. Şu hâlde Deccâl fitnesinden korunabilmek için takvâ ehli bir müslüman olmak, ilmiyle amel eden ihlâslı âlimler yetiştirmek, Kur’ân ve Sünnet istikâmetinde bir hayat yaşamak lâzımdır. Zira ancak böyle kimseler, Cenâb-ı Hakk’ın lûtuf ve ihsânı ile Deccâl denen hilekârın karşısında yer alacaklar, ona mağlûp olmayacaklar ve neticede Cennet’i hak edeceklerdir. Şüphesiz ki Deccâl’i tanımanın en şaşmaz ölçüsü “Kitap ve Sünnet”tir. Dînî bir iddia ile ortaya çıkan insanları dâimâ bu iki ölçüyle mîzân etmek gerekir.

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in; “…Eğer Deccâl ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır...”[18] buyurması da, her müslümanın dînini iyi bir şekilde öğrenmesi gerektiğini göstermektedir. İslâm’ı iyice öğrenip yaşadıkları takdirde, Deccâl’in büyüğü de küçükleri de müslümanları aldatamayacaktır.

Dipnotlar:

[1] Ayrıca bkz. Tirmizî, Fiten, 59; İbn-i Mâce, Fiten, 33.

[2] Ayrıca bkz. Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned, IV, 19-21.

[3] Tirmizî, Zühd, 3; İbn-i Mâce, Fiten, 33.

[4] Buhârî, Fiten, 25; Müslim, Fiten, 84.

[5] Burada şu hususu da belirtelim ki, kıyâmet nasıl bütün Dünya için fevkalâde bir durumsa, kıyâmetin habercileri olan alâmetlerin de fevkalâde yanlarının bulunması gayet tabiîdir. Dolayısıyla kıyâmete yakın, bugünkü tahayyül ve tasavvurların üzerinde olan birtakım hâdiselerin meydana gelecek olmasına şaşırmamak gerekir. Nitekim bundan kırk-elli sene önce tahmin bile edilemeyen şeylerin, ilim ve teknikteki hızlı ilerlemeyle bugün mümkün hâle gelmiş olduğu ortadadır. Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde haber verilen kıyâmet haberleri de vakti gelince mutlakâ gerçekleşecektir. Zira Cenâb-ı Hak için hiçbir güçlük yoktur.

[6] Ayrıca bkz. Buhârî, Fedâilü’l-Medîne 9, 26, 27, Tevhîd 31; İbn-i Mâce, Fiten, 33.

[7] Ayrıca bkz. Tirmizî, Menâkıb, 69; İbn-i Mâce, Fiten, 33.

[8] Hazret-i Îsâ’ya Mesîh denildiği gibi Deccâl’e de Mesîh (Mesîhü’d-Deccâl) denilmektedir. Mesîh, silmek mânâsına gelen “mesh” kelimesinden türemiştir. Deccâl’in bu isimle de anılması, kendisinden hayrın silinip alınması veya bir gözünün, hiç yokmuş gibi tamamen silinmesi sebebiyledir. Zira Deccâl’in yüzünün bir tarafı tamamen dümdüz, dolayısıyla bir gözü kördür... (Bkz. Buhârî, Ta’bîr 11, 33) Deccâl’e çok seyahat etmesi, mesafeleri silip süpürmesi sebebiyle Mesîh dendiği de söylenmiştir.

Hazret-i Îsâ’ya “Mesîh” denilmesi ise, onun mübârek elini hastalara sürerek (meshederek) iyileştirmesi sebebiyledir. Allah Teâlâ’nın bir Mesîh’i diğer bir Mesîh ile yok etmesi ne kadar mânidardır.

“Biz, hakkı bâtılın tepesine bindiririz de o, bâtılın işini bitirir…” (el-Enbiyâ, 18) âyet-i kerîmesi, Deccâl’in de aralarında bulunduğu bütün bâtıl ehlinin âkıbetini dile getirmektedir.

[9] Ayrıca bkz. Buhârî, Fiten 27.

[10] Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Melâhim 14, Sünnet 25-26; Tirmizî, Fiten 56, 62; İbn-i Mâce, Fiten, 33.

[11] Ayrıca bkz. Tirmizî, Fiten, 60.

[12] Bkz. Buhârî, Fiten, 26; Ebû Dâvûd, Melâhim, 14.

[13] Bkz. Müslim, Fiten, 110.

[14] Bkz. Buhârî, Fiten, 25; Müslim, Fiten, 84.

[15] Bkz. Müslim, Fiten, 90.

[16] Bkz. Yaşar Kandemir, İsmail Lütfi Çakan, Raşit Küçük, Riyâzü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, İstanbul: Kampanya Kitapları, 1434/2013, VII, 536-578.

[17] Hadîsin tam metni için bkz. sf. 211-213.

[18] Hadîsin tam metni için bkz. sf. 211-213.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları

https://www.islamveihsan.com/kiyamet-alametlerinden-deccal-nedir.html

Sağdan gelen şeytana dikkat edin Müslümanlar, Ayağınız kayar farkına varamazsınız!!

sağdan yaklaşma mecaz anlamdadır. siz iyilik yaptığınızı sanırken kendinize kötülük yapabilirsiniz. burada demek istediğim şey. ahir zamanda(kıyamete yakın zaman) deccaller çıkacaktır. deccal genelde saptırıcı demektir. deccaller dediğimiz genelde şu anda da olan sahtekar hocalardır. maalesef o kadar çok sahtekar var ki bazen tiksiniyorum. ben burada bunları anlatırken amacım X cematini yada X hocasını yüceltmek veya aşağılamak değildir. amacım sizlerin daha uyanık olmanızı istememdir. ve ahir zamanda yaşadığımızı tekrar hatırlatmak isterim. sizlere naçizane tavsiyem ise; -dinimizi asıl kaynaklarından öğrenelim. -Kuran’ın mealini en az 3 kere okuyalım. -hadis kitaplarından en az birini okuyalım (riyazüs salihini tavsiye ederim). -ve en az 3 siyer kitabı (Peygamberimizin -Salat Ve selam olsun- hayatı) okuyalım. - ve ilmihal okuyalım. - bunları yaptıktan sonra ise bir kaç değişik hocanın fikirlerini karşılaştıralım(belli bir temel bilgiyi aldıktan sonra) -Allah yardımcımız olsun. Uyanık olun kardeşlerim. kuzu postuna bürünmüş kurtlara dikkat edelim

Peygamberimiz (salat ve selam olsun) şöyle buyurmuştur: ”Her ümmetin mecusisi vardır. Benim ümmetimin mecusileri ise 'Kader yoktur.' diyenlerdir. Onlardan biri ölürse, cenazesine katılmayın, hasta olursa ziyaretine gitmeyin. Onlar deccal taifesidir. Allah’ın onları deccale ilhak ettirmesi (ona katılmış bir grup olarak değerlendirmesi) hakkıdır.” (Ebu Davud, Sünnet 16; bk. Tirmîzi, kader 13: İbn Mace. Mukaddime 10; Ahmed b. Hanbel, 86, 125)

Hz. Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün):'Beytu'l-Makdis'in imarı Yesrib'in harabıdır. Yesrib'in harabı melhamenin (savaşın) çıkmasıdır. Melhame İstanbul'un fethidir, İstanbul'un fethi Deccal'in çıkmasıdır!' buyurdular. Sonra elini (Resulullah), konuşmakta olduğu kimsenin (yani Hz. Muaz'ın) dizine vurdular ve: 'Bu söylediğim kesinlikle hakikattir. Tıpkı senin burada oturman hak olduğu gibi.' buyurdular." Hz. Muaz burada kendisini kasdetmektedir. (Yani Aleyhissalâtu vesselâm'ın konuştuğu ve dizine elini vurduğu kimse Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh)'dir.)" [Ebu Davud, Melahim 3, (4294).]

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Deccal’in fitnesinin çok şiddetli olmasından dolayı ona yaklaşmaktan bile sakındırmış ve: ‘Kim Deccal’i duyarsa ondan uzak dursun. Allah’a yemin olsun ki, bir adam ona mü’min olduğunu sanarak gider, onun attığı şüphelerden ona tabi olur’ buyurmuştur. Ebu Davud 4319

http://www.sahihhadisler.com/?pid=p&id=1374

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Deccal’in çıkmasından önce üç şiddetli yıl olur. İnsanlar o yıllarda şiddetli kıtlığa maruz kalırlar. Sonra ilk yıl Allah semaya emreder, sema yağmurun üçte birini hapseder tutar. Yere emreder, yer nebatının üçte birini hapseder tutar. Sonra ikinci yıl Allah semaya emreder, yağmurunun üçte ikisini tutar. Yere emreder, nebatının üçte ikisini tutar. Sonra üçüncü yıl Allah semaya emreder, yağmurunun tamamını tutar, bir damla yağmur düşmez. Yere emreder, nebatının tamamını tutar, hiç yeşillik bitmez. Allah’ın dilediği hariç, çift tırnaklı (geviş getiren) helak olmayan hiç hayvan kalmaz’ buyurdu. Denildi ki: −O zaman insanlar ne ile yaşarlar? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Tehlil, tekbir, tahmid onlar için yiyecek yerine geçer’ buyurdu.” İbni Mace 4077 Tehlil; ‘La ilahe illallah’ demektir. Tekbir; ‘Allah-u Ekber’ demektir. Tahmid; ‘Elhamdulillah’ demektir.

[Ahir Zamanda Çıkan Deccaller ve Yalancılar] - Ebubekir Sifil

https://www.youtube.com/watch?v=aVBEh8UYcvM

DECCAL'İN FİTNESİNDEN KORUNMAK

http://www.cilehane.com/yazilar/ch0304.htm

ROMA'NIN FETHİ VE DECCAL

http://www.dervisan.com/kiyamet/c990611.html

https://www.youtube.com/watch?v=4-7R-zBbkkU

Deccal Kimdir, Deccalın Özellikleri Nelerdir, Deccal ne zaman gelecek?

https://www.youtube.com/watch?v=PasfpTpdgw8