Ülker’in kuruluşunun ilginç hikâyesi
Muharrem Bayraktar
Soner Yalçın dünkü yazısında Ülker Grubu ile aralarında geçen bir tartışmayı kaleme almış. “Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı, Efendi 2” adlı kitabında Sabri Ülker’e Sabetayist dediği iddiasıyla, Sabri Bey’in kendisine bir mektup gönderdiğini yazdı.
Sabri Ülker, mektubunda şöyle demiş:
“(…) Şahsım ve ailemle ilgili olarak açık bir isnat içermese de bulanıklık ve kuşku yaratma amaçlı olarak tanımlanacak bir tarzda kaleme aldığınız kitabınızda (…) belirtmek isterim ki, ailemizin Sabetaycılıkla ilgisi bulunmamıştır ve bulunmamaktadır.”
Sabri Ülker, kendisinin ve ailesinin Sabetayistlikle alakasının bulunmadığını yazar. Soner Yalçın “zaten ben böyle bir iddiada bulunmadım” der ve 2006 İsrail’de yaşayan (şu an hayatta değil) Erroll Gelardin’in gönderdiği karşı mektupla yanıt verir.
Gelardin mektubunda şöyle der:
“Kayınpederim Hayim Vitali Nahum’un anlattıklarını size anlatacağım. Kırım Tatarlarından gelen bir ailenin çocukları olan Berksanlar’ın büyük ağabeyleri Asım, Beşler’de işçi iken orada çalışan bir Musevi kızına aşık olmuş ve Vitali Bey’in araya girmesi ile bu iki fakir genç evlenmişler. Beşler’in işi bozulduğunda kendilerine geçim yolu arayan Vitali Bey’in arkadaşı Asım’a yaptığı teklif üzerine ‘Ülker Şekerleme’ diye bir işyeri kurmuşlar ve şekerleme işinin üstadı olan Rum asıllı Palasko adlı biri ile de anlaşmışlar. Böylece dört ortak olarak işe başlamışlar. Zamanla zenginleşmeye başladıklarında Palasko işten ayrılmış ve üç ortak olarak ve kolektif şirket halinde işe devam edilmiştir. İşler daha da iyileştiğinde Berksanlar soyadlarını Ülker’e çevirmişlerdir. Sabri Ülker Bey’in beyan ettiği gibi kendisi Ülker’i kurmamıştır. Ülker’i kuran Hayim Vitali Nahum ve Asım Ülker’dir. Sabri Bey’i, Asım Bey kardeşi olduğu için ortak yapmıştır. Sabri Bey, o sıralarda üniversite örgencisi idi. Hiçbir şekilde fabrika ile alakası yoktu. Ülker’i büyütebilmelerinin yegâne sebebi Hayim Vitali Nahum’un kendi çevresinden faizle para bulmasından dolayıdır.”
Asım Berksan ve Sabri Ülker 2 kardeş. 1929 ekonomik krizinde Kırım’dan Türkiye’ye geliyorlar. Asım Berksan ve Sabri Ülker’in soyadlarının farklı olmasının sebebi Asım Berksan ve çocuklarının daha sonra dede soyadlarına dönmesinde kaynaklanıyor.
Yahudi Gelardin’in mektubuna göre (ki zaten birçok kaynak Ülker’in kuruluşunda Rum ve Musevi iki ortağın olduğu belirtiliyor, isimlerini ise böylece öğrenmiş olduk: Rum asıllı Palosko ve Musevi Hayim Vitali Nahum!)
Sabri Ülker’in kardeşi Asım Berksan (Ülker) BİR MUSEVİ KIZLA evlenmiş. Daha sonra işleri ilerletince de bir Musevi ve Rum ile ortak olarak Ülker’i kurmuş.
Errol Geraldin, 10.10.2011 tarihinde Oda TV’de yayınladığı bir yazıda şu bilgileri verir:
“Asım Ülker’in asıl adı Fani olan eşinden olan çocukları, Yahudi dinine göre Musevidirler. İsrail’e göç etmek isterlerse İsrail vatandaşlığını otomatik olarak alırlar.”
Asım Ülker ailesi 1987’de tekrar Berksan soyadını almış. Ülker’deki yüzde 50 hissesini 1987’de Sabri Ülker’e devretmiş Asım Ülker. 2001’de de vefat etmiş.
Ülker ailesiyle ilgili ortaya atılan Sabetayistlik tartışmasında fotoğrafın bütünü bu.
Ama bence Ülker Hero Bebe bisküvisinde GDO çıkması ve Ülker ürünlerinde GDO’lu mısır şurubu kullanılması Sabetayistlik iddiasından çok daha önemli bir şekilde üzerine gidilmesi gereken bir konu.
Murat Ülker’in Ali Atıf Bir gibi paralel medya yazarı ve 28 Şubatçı bir ismi üniversitesine rektör yapması, İstanbul Şehir Üniversitesi’ndeki Müslüman öğrenci ve akademisyenlerde büyük rahatsızlığa neden oldu.
MEDYAGUNDEM.COM- Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’ne paralel medya yazarı Ali Atıf Bir’i seçen Murat Ülker, ısrarla paralel ve 28 Şubatçı Bir’e sahip çıkıyor, “Bir’i size yedirmeyeceğim” direnişi gösteriyor.
Çocuklara taharet musluklarını irtica olarak gören bir zihniyetle dost olan ve üniversitesine rektör olarak atayan Murat Ülker’in Bir’in rektörlüğündeki ısrarının, mütevelli heyet başkanı olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’nde de büyük rahatsızlıklara sebep olduğun öğrenildi.
İstanbul Şehir Üniversitesi’ndeki Müslüman öğrenci ve akademisyenlerin Murat Ülker’in FETÖ medyası yazarı ve sicili bozuk Ali Atıf Bir’i rektör atamasından büyük huzursuzluk duydukları kaydediliyor.
MEDYAGÜNDEM’e ulaşan bilgilere göre, “Ali Atıf Bir gibi bir adamın rektör yapıldığı üniversitede bilim ve ahlaka darbe vurulmuştur” görüşü Müslüman öğrenci ve akademisyenler arasında yaygın kanaat.
İstanbul Şehir Üniversitesi’ndeki Müslüman öğrencilerin Bir’in rektörlüğünü protestoya hazırlandıkları da elde edilen bilgiler arasında yer alıyor.
Ekşi Sözlük'de Ülker Reklamı
Hemen hergün İslam’a, Hz. Peygamber’e ve dindar çevrelere küfürler edilen Ekşi Sözlük adlı sözde sosyal paylaşım sitesinde, Ülker firmasının reklamı yayınlanmaya başladı.
Siteye girildiği zaman ekranda kocaman bir Ülker bennırı çıkıyor. Ekşi’deki Ülker bennırı iç sayfalarda da yerini koruyor. Ülker reklamının, Ekşi Sözlük’te ki İslam, Hz. Peygamber, dindar çevreler, başörtülüler ve AK Parti iktidarı ile Başbakan Erdoğan’ı hedef alan yayınlar ile bir arada görülmesi şaşkınlıkla karşılanıyor. Örneğin, Peygamber efendimize çok ağır hakaretlerin edildiği “hz. muhammed” başlıklı sayfanın hemen üzerinde de Ülker reklamı çıkıyor. Ülker Grubu’nun bu durumun farkında olup olmadığı, bu görüntüyü onaylayıp onaylamadığı merak ediliyor.
Ülker siyonist gazete Sözcü’ye reklam vermeyi kesmeyecek mi?
Türkiye’nin en zengin üç adamından biri olan Murat Ülker, artık siyonist gazetesi olduğu tescillenen Sözcü’nün en büyük reklam verenlerinden biri. Kamuoyunda “muhafazakar işadamı” görüntüsü de veren Murat Ülker’in İsrail projesi gazete Sözcü’nün reklam yoluyla finansörü olması tepki çekiyor.
Kanal 7 grubunun haber kanalı Ülke TV’ye bile reklam vermeyip, siyonist gazeteye koşa koşa giden Ülker’in bu tavrı neyle yorumlanacak?
Paralel ihanetin şebekesinin kuruluşları her gün siyonist gazetesi Sözcü’ye sayfalar dolusu reklam verirken, Ülker grubunun da bu İsrail gazetesini desteklemesi dikkat çekiyor.
Daha önce Bedri Baykam’ın boş çerçevesine yüzbinlerce dolar yatıran Murat Ülker’in Gazze için ne yaptığı merak ediliyor.
Sözde muhafazakar Ülker’in Gazze’ye ölüm yağdıran İsrail gazetesi Sözcü’ye desteğini çekip çekmeyeceği sorusu kamuoyu tarafından cevap bekliyor.